cinsellik
Yazılması en kolay aynı zamanda en zor olan konulardan biridir cinsellik. Bazılarının yumuşak karnı bazılarının tabusu bazılarının ise vazgeçilmezidir. Bu konuya ne kadar farklı açıdan bakarsanız bakın en başta söylememiz gereken şey cinselliğin nesnel olduğudur. En genel tanımı ile bir canlının diğer bir canlıya karşı olan arzu, şehvet ve nefsi olarak hissettiği içgüdüsel duyguların bütünüdür. Cinsellik hakkında söylenebilecek en nesnel yorum doğaldır yaradılıştan gelir. İstem dışı değildir ama tamamen bilinçlide olduğu söylenemez. Aslında diğer duygulara karşın tanımı ve içeriği en basit açıklanması ve kabullenmesi en zor olanıdır. Biriyle sadece birlikte olmak ve şehvetin verdiği bir dürtüyle onu istiyorsanız bu cinselliktir.
Freud göre aşk cinselliğin perdelenmiş halidir. Ama öyle çoğu kişi bu görüşte değildir. Bu âşık olduğunuz ya da sevdiğiniz kişiyle cinsel bir arzu isteyip onunla birlikte olmayacağınız anlamına gelmiyor. Bahsettiğimiz cinsellik kanıksanmış olan, bir kadını ya da erkeği sadece birlikte olmak kaba tabiriyle “yatmak” olarak görülen günümüz dünyasının bir bölümünün cinselliği bu. Elbette genel olarak bilinen bir dişi ve erkeğin karşılıklı hissettikleri ve yaşadıkları şehveti dürtülerdir. Bunun dışında yaşanan ilişkilerde mevcuttur. Cinsellikte düşünce yoktur sevgi, hayranlık ve aşk da olamaz. Sadece hoşlantı ve flört olabilir. Neden birine böyle bir istek duyarız ya da kaba tabiriyle “hayvani” bir duyguyu birey üzerinden sırf tatmin için kullanırız. Bu bazen karşılıklı olarak iki insanın birbirine karşı duyduğu dayanılmaz çekimdir. Cinsellikte uyarıcılar büyük rol oynar. O anki boşluk, mekân, sosyal durum, dürtüler hepsi kuracağınız ilişkiyi etkiler ve yönlendirir. Bazen karşınızdakinin size özel olmayan ya da sizi etkileyeceğini düşünmediği bir hareketi sizin dürtülerinizi harekete geçirir. Bütün canlıların ne olursa olsun bir gereksinimdir en nihayetinde. Yapacak çok bir şey yoktur sadece kabullenmeniz gerektir. Eğer biriyle birlikte olmak istiyor olduktan sonra onu artık istemiyor ya da eskisi kadar tutkulu istemiyorsanız bu şehvetten başka bir şey değildir. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorsanız dizginlemeye çalışırsınız ki bu en zorudur. Tutku ile cinsellik iç içedir ve birbirini destekler. Onun için bir kişilik ya da duygu çatışmasına girmeden içgüdülerimizi doğru yönlendirmemiz gerekir. Tabii şunu da demek lazım kadını erkeği yoktur bu işin herkesin arzusu ve şehveti vardır. Özeldir mahremdir ama yasak değildir. Son söz:
“Eğer arzunu ve şehvetini doğru yönlendirirsen içgüdülerinde buna uyum sağlayacaktır.”