Tahra'nın Damları
İran'ın başkenti Tahran'da, on yedi yaşındaki Paşa 1973 yazını en iyi arkadaşı Ahmed'le birlikte evinin damında geçirir. Gelecekleri üzerinde konuşur, hayat hakkında yakıcı sorular sorarlarken, bıçak gibi keskin sırlarla ve kabullenilmesi zor gerçeklerle yüzleşirler.Paşa'yı, İran'ın devrime yaklaşılan döneminde, Şah'ın zalimliğiyle yankılanan sokaklarda, çocukluktan yetişkinliğe geçişin, büyümenin sancıları beklemektedir. Şimdi damlar daha karanlık, ama yıldızlar daha parlaktır.Etkileyici ve duygusal olarak güçlü olan bu romanda, Mahbod Seraji hepimizin ortak paylaştığı insani deneyimleri, yani gülümsemeleri, gözyaşlarını, aşkı, korkuyu ve her şeyden öte umudu zihinlere ustalıkla işlerken, aynı zamanda eski Fars kültürünün içinde ateşlenen güzellik ve zalimliği gözler önüne seriyor.
Genel olarak yazarın anlatımını eğlenceli buldum. Ahmed ve Paşa'nın, dam'da aralarında geçen diyalogları okurken güldürdü. :) Zari ile Paşa'nın hikayesi çok dokunaklıydı, gözlerim dolu dolu okudum. Kitabın sonuna yaklaşınca tahmin yürüttüm ancak yazar büyük bir şok etkisi ile ters köşe yaptı . Aşk, acı ve umudun İran kültürü ile harmanlandığı, harika bir eser. Bu kitabı okuyun arkadaşlar. Israr ediyorum mutlaka okuyun, okutun! Sevdiklerinize hediye edin :) Ben ablamın tavsiyesi ve ısrarı üzerine okudum, iyi ki okumuşum. ❤️
Keyifli okumalar, kitapla kalın :)
2
Henüz hiç yorum yapılmamış.