Moda Çılgınlığı

Örtünmek kısacası giyinmek insana özgü bir davranıştır. İnsan yaratılışında giysi en önemli ihtiyaçtır. Soyunma iç güdüsü ‘kötü’ bir iç güdüdür ve insan ahlakını tam anlamı ile ortadan kaldırır. Bu sebeple insan için örtünmek doğal yaşamın ilk önemli maddesidir.

İnsanların beğenisini almak için insan için uygun olmayan giysilerin giyilmesi, moda çılgınlığını tam anlamı ile tanımlıyor. Moda çılgınlığında etkili olan konu ‘herkesin beğenisini kazanmak’tır. Bu kategoride medya ‘yılın modası’ ‘yılın renkleri’, ‘yılın modelleri’ gibi başlıklarla gerçekleştirdiği yayınlarla ‘moda çılgınlığını’ körüklüyor. Beğenilme arzusu, insanlar içerisinde takdir edilme arzusu ‘insanlarda körü körüne modayı takip etme’ duygusu oluşturuyor. Tik tok gibi sosyal medyada ‘yatak odasında bile’ giyinmeye utandığımız giysilerin alenen insanlar içerisinde giyilmesi, ‘pek hoş bir hareketmiş gibi’ gösteriliyor.

Beğeni butonunu çökerten ancak vücudu örtmeyen bilakis bütün hatları ortaya çıkaran yatak odası giysilerinin ‘moda’ olması neden tehlikeli? Kızların çekicilik adı altında vücudunu teşhir etmesi, doğal olarak erkekleri ‘cinsel yönden’ olumsuz etkiliyor. Özgürlük adı altında fuhuş yapmayı medeniyet saymak, ‘bu zamanda olur mu canım?’ demek ve kendini çağdaş zannetmek, gençleri soyunmaya itiyor.

Moda, putlaşmış bir heves haline gelmiş, giyinmekten çok soyunmayı ön plana çıkaran çağın hastalıklarından biridir. İnsanların şarkıcıları, türkücüleri, futbolcuları, sinema oyuncularını ve liderleri putlaştırması ‘onlar gibi giyinmeye’ itiyor. Moda patronları yeni bir moda oluşturacağı zaman, şarkıcıları, popçuları, sinema oyuncularını ve futbolcuları kullanıyor. Sonuç olarak bu kişileri aşırı severek ‘putlaştıran’ gençlik, onlar gibi düşünüyor ve onlar gibi giyinmeye başlıyor.

Aslında modayı takip eden kişi ‘istediği gibi giyindiğini’ zannediyor. Moda takipçileri hiçbir zaman kendi istediği gibi giyinmez. Sadece modayı oluşturan kişilerin istediği gibi giyinir ve onlar için potansiyel müşteridir. Modaya bağlılık öyle bir hal aldı ki modacılar fakir fukaranın giydiği yırtık elbiseleri yüksek fiyatlara zenginlere satmaya başladılar. Kirli, yırtık, biçimsiz ve eski elbiseleri giyen moda düşkünleri, ‘kendi kendine düşünemeyen ve modanın esiri haline gelmiş’ potansiyel ‘düşünmeyen müşteri’ haline geldiler.

Güzel giyinmek, temiz olmak ve cinsel farklılığı göz önünde bulundurarak giyinmek insanın en tabi doğal hakkıdır. Moda dünyasının takip edilmesinin birçok nedeni vardır. Başta belirttiğimiz gibi modanın takip edilmesinin en önemli nedeni ‘beğenilme arzusu’ dur. Bunun yanı sıra modanın takip edilmesinin birçok nedeni vardır. Bu nedenler;

1-Çağdaş olduğunu zannetmek en önemli nedenlerden biridir. Birilerinin belirlediği ve kendi kültürüne taban tabana zıt bir giyim tarzının ‘çağdaş’ olduğunu zannetmek moda takipçiliğinin en önemli nedenidir.

2-Avrupa ve batı hayranlığı moda dünyasının merkezi konumundadır. Sanayi bakımından geri kalmış ülkelere ‘bunlar çağdaş insanlar ve bu insanları takip etmelisiniz’ algısının oluşturulması moda takipçiliğinin en önemli nedenlerinden biridir.

3-Osmanlı zamanında başlayan moda takipçiliği, ‘Avrupa’ya sanayi ve teknik gelişmeleri takip için gönderilen heyetin’ onlar gibi giyinme ve yaşama adetini getirmesiyle başladı. Avrupa’nın mükemmel olduğuna inanmak ve onların her yönden eksiksiz olduğunu düşünmek ‘köleliği’ beraberinde getirdi.

4-Düşünmeyi ortadan kaldıran moda takipçiliğinin temelinde ‘misyonerlik’ yer alıyor. İnsanlar kendini Müslüman sansın ancak yaşam itibariyle fikir itibariyle tam bir hıristiyan olsun.

Kültürel anlamda meydana gelen yıkımın temelinde yer alan moda takipçiliği, asıl kültürü tam anlamı ile ortadan kaldırdı. Özellikle İslam ülkelerinde yoğunlaşan moda takipçiliği, Avrupa’da doğal yaşam tarzı haline geldi. Avrupalılaşmanın temelini oluşturan moda takipçiliği ‘kendi kültürünü inkar’ ile başladı. Bu gün Avrupalı ve Amerikalı gibi giyinen gençler, kendi kültürünü savunduğunu ve en koyu milliyetçi olduğunu savunabiliyor. Bunun nedeni düşünce ile eylemlerin zıt olması tutarsız olmasıdır.

Osmanlı zamanında her millet (milletten kasıt din) kendi inancına göre giyinmek zorundaydı. Herkes kendi inancına göre yargılanıyordu ve herkes inancını özgür bir şekilde yaşayabiliyordu. Ancak batı hayranlığının yaygın hale gelmesi neticesinde Osmanlı İslam kültürü yozlaşmaya ve yok olmaya başladı. Bu kültürün oluşumunda medya büyük etki oluşturan ve aynı zamanda zarar veren faktör haline geldi. Medyanın sağlıklı bir şekilde kullanılması durumunda bu zarar ortadan kaldırılabilir. İnancına göre giyinmek, asıl özgürlük budur.