Ayşegül @aysegulkarakutuk

FREELANCE ÇALIŞMAYA NASIL BAŞLIYORUM

Bu yazımda, sizlere önce kendimden bahsedeceğim. Daha sonrasında küçüklüğümden itibaren beni bu alana getiren şeyleri anlatacağım. En sonunda da freelance çalışma hakkındaki düşüncelerimi ve hedeflerimden söz edeceğim.

Yolculuğumu anlatmadan önce sizlere kısaca kendimden bahsedeyim. Benim adım Ayşegül. Şuanda İstanbul Medipol üniversitesinde, Görsel İletişim Tasarımı bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Yakında 23 yaşıma gireceğim. Çoğu genç öğrenci gibi benim de gelecek kaygılarım bu yaşlarımda çok yoğun geçiyor. Oysa ki küçükken her şey çok daha kolay ve çok daha güzeldi.

Bu bölüme gelmem aslında ilkokul yıllarıma kadar dayanıyor. Nasıl olduğuna gelecek olursak, benim o zamanlardaki idolüm annem sayesinde diyebilirim. Hatta direkt dedim bile. O zamanlar resim dersini çok severdim hiçbir yeteneğim olmasa da güzel çizemesem de severdim. Çünkü annem bana hep yardımcı olurdu. Doğuştan gelen bir yeteneği vardı. Çok güzel çizim yapardı. O yaşlarda ben de onu kendime örnek alıp güzel çizim yapmaya çalışırdım. Tabi yaşım küçük olduğu için başarısız oldukça ağlardım. Annem de pes etmeden her zaman yanımda olurdu, bana kalem tutmayı bile öğretmeye çalışırdı.

Çoğu zaman gizli gizli elime kağıt kalem alıp çizim yapmaya çalıştığımı anımsıyorum. Neden bunu gizlediğimi bilmiyorum ama tahminimce hayalimde şu vardı: bir anda annemin karşısına çıkacaktım ve ne kadar güzel çizim yapabildiğimi gösterecektim. Çünkü gizli gizli çizim yapmaya çalıştığımı bilmiyordu. Belki de ben bilmediğini sanıyordum.

Zaman geçtikçe çevremden yaşıma göre güzel çizim yapabildiğime dair övgüler almaya başladım. Bu övgüler birer birer beni motive etti ve ben daha çok çizim yapmaya başladım. Her fırsatta çizdim. İnternetten kendime göre örnek görseller bulup birebir aynısını çizmeye çalışırdım. Zaman geçtikçe bunda da başarılı oluyordum öğretmenlerim de beni övmeye başlamıştı ve ben artık kendime çok inanmaya başlamıştım.

O yaşlarda meslek hakkında hiçbir planım yoktu. Çünkü bu alanın iş fırsatlarından bir haberdim. Sadece sevdiğim için çizim yapıyordum. Liseye kadar kafamda meslek hakkında hiçbir plan olmadan devam ettim. Açıkçası buradan sonrası hep şans işiydi benim için. Hayat benim için yolumu çizmiş planlarını yapmış gibiydi. Öylesine bir lise tercihi yapıp bir meslek lisesinde lise hayatına başlamıştım.

Buradan sonrası su gibi aktı diyebilirim. Lise birinci sınıfı normal bir şekilde okuyup bitirmiştim. İkinci sınıfa geçerken bölüm seçmemiz gerekiyordu. O zaman okulun bölümlerinden de bir sene boyunca bir haber dolaşmıştım. Çizim yapmaya da ara vermiştim. Nedenini bilmiyorum ama sanırım orta okuldan sonra lise bana çok yoğun ve yorucu geldiği içindi. Birinci sınıf bittikten sonra bölüm seçimleri vakti geldi. Okulumuzda üç bölüm vardı. Bilişim bölümü, Matbaa bölümü ve GRAFİK VE FOTOĞRAFÇILIK BÖLÜMÜ. Ben tabi yine bu bölümlerin içeriğini, ne anlama geldiklerini bilmiyordum. Daha sonrasında biraz araştırınca benim için en doğru tercihin tabi ki Grafik ve Fotoğrafçılık bölümü olduğuna karar verdim.

Ama bilmediğim bir şey vardı. İstediğim bu bölüme girebilmem için yetenek sınavını ve mülakatını başarıyla geçmem gerekiyordu. İşte o zaman kafamda bin bir türlü sorular dönmeye başlamıştı. Benim için en doğru karar olan bu bölüme giremezsem ne yapacaktım? Acaba sınavları nasıldı? Zor muydu kolay mıydı? Ben başarabilir miydim? Başarabilecek potansiyelim varsa bile bir yıl boyunca hiç çizim yapmayarak o potansiyelimi ya kaybettiysem? Diğer iki bölüm hiç bana göre değildi ve eğer istediğim bu bölümü okuyamazsam hiç mutlu olamayacağımı farkındaydım.

Ben bu düşüncelerle yoğun bir stres altındaydım. Fakat sınav ve mülakat zamanı yaklaşıyordu. Ben de kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Stres yapmamın bana veya geleceğime bir faydası yoktu. Tek yapabileceğim günü geldiğinde bütün çabamı gösterip gerisini oluruna bırakmaktı. Zaman yaklaşırken evde kendi kendime çizim yaparsam stresimin azalacağını düşündüm ve çizim yapmayı denedim. Ama bu stresimi daha da artırdı çünkü beni nasıl bir sınavın beklediğini bilmiyordum ki, nasıl hazırlanabilirdim.

Ben bu düşüncelerimle boğuşurken sınav günü gelmişti. Artık yapacak hiçbir şey yoktu. Sakince sınava girecektim. Kendimi bu şekilde sakinleştirirken o günün hayatımın dönüm noktası olacağını hissettiğim için yine de tam anlamıyla sakinleşemiyordum. Ama artık sınav mekanına doğru adım adım ilerliyordum. Bir şekilde bu sınav bitecekti. Ama eğer geçemezsem ne yapacağım hakkında derin bir boşluktaydım.

Vakit gelmişti. Sınavın gerçekleşeceği sınıfı buldum ve yerime oturdum. Elimde bir resim kağıdı, resim kalemlerim ve silgim vardı. Resim kağıdı bir taneydi çünkü baştan başlama şansım yoktu. Hocalarımızın gelmesini bekliyordum stres içinde. Dakikalar sonra sınıfa üç tane öğretmen girdi ve sınav şartlarını anlatmaya başladılar. Bizden ortaya koyacakları bir objeyi tüm detaylarıyla çizmemizi istediler. Gölgelerine kadar… Ben o zamanlar ışık-gölge konusunda hiçbir bilgiye sahip değildim.  Bu durum gerilmeme neden olsa da kendimi bir şekilde sakinleştirdim. Çok geçmeden objemiz geldi ve sınav süresi başlatıldı.

Yetenek Sınavı


Gözetmen hocalarımız pür dikkat bizi izlerken ben elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum. Çizim yapmak benim için ilk defa bu kadar ciddi bir hal almıştı. Önce objeyi ortaladım, taslağını çizdim, daha sonra detaylarını, ışık-gölgelerini de yaptım derken… süre bitti ve kağıtlar toplanmaya başladı. Kağıdın arkasına adımı soyadımı yazdım ve teslim edip sınıftan çıktım.

O sınavda benimle birlikte bir kız daha vardı ve çıkınca bana sınavımın nasıl geçtiğini sordu. Bu konu hakkında sohbet ederken o kızın şu yaşımdada hayatımda olup en yakın arkadaşım olacağını bilmiyordum. O sınav gününün aslında hayatımda çok önemli bir yere sahip olduğunu şuan geriye dönüp baktığımda daha iyi anlıyorum.

Sınavdan sonra ortalama bir hafta geçti ve sonuçlar açıklanmaya başladı. Yetenek sınavını geçenler tek tek mülakata çağırılıyordu. Kendi sınıfımdan ve sağdan soldan birçok kişinin çağırılıp gittiğini duyuyordum. Bu bölüme sadece 60 kişi alınacaktı ve birçok kişi mülakata çağırıldığı için iç sesim bana seçilmediğimi ve bu bölüme giremeyeceğimi söylüyordu. Büyük bir umutsuzluğa kapılmıştım. Ben kara kara düşünürken düşüncelerimden bir anda mutlulukla sıyrıldım. Neden mi? Çünkü mülakata çağırılmıştım. Demek ki çizimim beğenildi. Demek ki ben de istediğim bu bölümü okuyabileceğim. Bu mutlulukla kalkıp mülakata giderken yolda mutluluğum yerini yeniden strese bırakmıştı.

Bir şekilde mülakat salonuna vardım ve beklemeye başladım. Sıra bana gelene kadar heyecanımı bastırmaya çalıştım. Ve sonunda sıra bana geldi. İçeriye girdim ve konuşacağım kişilerin karşısına oturdum. Ellerinde benim çizimim vardı. Bana çizimimle ilgili sorular sorarak başladılar ve devam ettiler. Birkaç dakikanın ardından mülakat sona erdi ve sonunda bölüme kabul edildim.

Oradan büyük bir mutlulukla çıktım. Bundan sonra istediğim bölümde okuyacaktım. Çizimlerimi geliştirecektim ve hatta mesleğimi de buna göre seçecektim. Sonrasında dönem bitti karnelerimizi aldık ve şimdi sırada bir sonraki seneyi, yeni bölümde, yeni sınıfımda okumayı beklemek vardı.

Aylar sonra yeni dönem başlamıştı. Ben normalinden daha da mutlu gidiyordum ilk dersime. Okula girdim ve sınıfıma geçtim. Tanışma faslından sonra bölüm hocalarımız derse geldi ve kendilerini tanıttı. Neler yapacağımızdan bahsettiler. Anlattıkları her şey dikkatimi çok çekmişti ve yeni dönem için sabırsızlanmıştım.

Malzeme Alışverişi


Yeni dönem için ilk günün sonunda bir çok alışveriş yaptım. Bir sürü kalemler, fırçalar, defterler, silgiler, boyalar… Bir çok yeni eşyam olmuştu. Yeni döneme çizimler yaparak başladık. Aldığım bu defterleri dönem sonuna kadar bitirdim. Çizimler yapmak beni tahmin ettiğim gibi daha da geliştirmişti. Sonrasında tuval üzerine tıpkı bir ressam gibi resimler yaptık onları boyadık. Ve sene sonunda okulumuzda bir sergi düzenledik. Bölüm hocamız bir karakalem ve bir tuval çalışmam olmak üzere iki adet çalışmamı sergilemek için seçmişti. Bu durum bana kendimi başarılı hissettirdi ve beni çok mutlu etmişti.

Sergilenen çalışmalarımdan biri bölüm şefimizin ve eşinin çok hoşuna gittiği için sergi sonrası bana ulaştılar ve bu tuvali benden almak istediklerini söylediler. Karşılığında bir şey isteyip istemediğimi sordular. Ama ben ne isteyebilirdim ki bu yaşanan beni çok mutlu ettiği için bir karşılık beklemeden çalışmamı bölüm şefimize vermiştim. Şuan bu yazıyı yazarken acaba hala bu çalışmam bölüm şefimizin evinin duvarında asılı duruyor mudur diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.

Bu seneden sonra çalışmalarım bitmedi tabi ki. Üstüne hep yenisi eklendi. Bilgisayar programlarını kullanmaya geçmiştik. Adobe Photoshop ve Adobe Illustrator. Hocamız bize bu programları öğretirken aynı zamanda eğlendiriyordu da. İlk önce Adobe Illustrator programını kullanarak kendimize hayali bir kurumsal kimlik oluşturmayı öğrendik. Daha sonrasında kılık değiştirerek istediğimiz bir film veya dizi karakterine bürünmeye çalışarak kendi fotoğraflarımızı çekip düzenledik ve kendimizi bir film afişinde görmüş olduk. Yaptığımız çalışmalar her sene okulumuzun sergisinde sergilenmeye devam etti.

Bu şekilde çalışmalarımı sürdürerek lisenin son senesine geldim. Yine bir ton düşünceler içindeydim. O sene staj yapacaktım ve sene sonunda üniversite sınavına girecektim. Geleceğimi düşünüyordum. Bu bölümden devam etsem nasıl olucaktı? İstediğim bölümü tutturmak, yetenek sınavlarını geçmek bu kez gözümü daha çok korkutmuştu. Hem güzel bir puan almalıydım hem de yetenek sınavını geçmeliydim.

Düşünüp taşındıktan sonra, üniversite sınavı için bir kursa yazılmaya karar verdim. Böylece istediğim üniversiteye gidebilecektim. Fakat kafamda belli bir üniversite hedefim yoktu. Ama yine de kursa yazıldım. Artık hafta sonları ve okul çıkışlarında kursa gidiyordum. Haftanın üç günü ise staja gidiyordum. Ama bir zaman sonra bedenim ve psikolojim buna dayanamadığı için kursu bırakmak zorunda kaldım ve üniversite sınavını bu sene için gözden çıkardım.

Sınava Hazırlık


Liseden mezun olduktan sonra üniversite sınavına evde kendim hazırlanmaya karar verdim. Ama her şeyden önce devam edeceğim bölümü detaylıca araştırdım. Grafik ve Fotoğrafçılık bölümünü araştırırken karşıma GÖRSEL İLETİŞİM TASARIMI bölümü çıktı. Bu bölümün daha geniş bir alan olduğunu öğrenmem ve üstelik sözel bir puanla bölüme girebiliyor olmam, ayrıca yetenek sınavı istemiyor olması beni çok cezbetmişti.

Görsel İletişim Tasarımı bölümünü keşfettikten sonra sıra okuldaydı. Onun peşinden okulları araştırdım ve İstanbul Medipol Üniversitesi’nde bu bölümün olduğunu gördüm. Daha sonrasında Medipol Üniversitesini kendime hedef olarak koydum. Bu okulda Görsel İletişim Tasarımı bölümünü okumak istiyordum.

Kendime sıkı bir çalışma düzeni hazırladım. Planlarıma göre bir sene boyunca güzelce çalışıp istediğim yeri tutturacaktım. Bir sene boyunca çalıştım ve planlarım istediğim gibi gitti. Sınava girdim, istediğim puanı aldım ve tercihlerimde ilk sıraya Medipol Üniversitesi, Görsel İletişim Tasarımı bölümünü yazdım. Daha sonrasında sonuçlar açıklandı ve ben istediğim okulu ve bölümü tutturmuştum.

Okulların açılmasıyla hikayem yeniden başlamıştı. Şu an dördüncü sınıfım. Bölümümün istediğim her alana yönelebileceğim bir bölüm olduğunu farkındayım. Çünkü dört yıl boyunca bir çok farklı çalışmalar gerçekleştirdik. Aynı zamanda stajımı yaptım ve iş ortamını da görmüş oldum. Fakat şu sıralar benim aklımda olan freelance çalışma fırsatları. Çünkü sevdiğim bir alana yönelip evden çalışarak yaptığım işleri pazarlayıp kendimi daha çok geliştirip büyüyebileceğime inanıyorum. Aynı zamanda hergün yollarda işe giderken vakit harcamaktansa evimden işlerimi idare etmeyi, kendi zamanımı kendim yönetmeyi daha mantıklı buluyorum. Bu yönde araştırmalarımı sürdürüyorum. Freelance çalışmak için belli başlı platformlarda hesaplar açtım. Henüz yolun çok başındayım evet ama aslında yolculuğumun ne kadar uzun olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. Kim bilir belki freelance çalışmaya başlarım ve sonrasında yeniden bir yazı paylaşırım.

Sizlerle paylaştığım bu hayat hikayemden yola çıkarak bazı şeylerin olacağına vardığını düşündüğümü de eklemek isterim. Çünkü biz hayatımız ile ilgili planlar yaparken bazen onun bizim için daha başka planları olabilir.

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli