Yaşamın Anlamı
“Nevroz, anlamını bulamamış ruhun acı çekmesidir”
Carl G. Jung
Size bir soru; Hayatın anlamı nedir? Bu soruyu böyle birden sorunca tabi bir hazırlıksız yakalanma durumu oluyor ve genelde cevaplar bir süre bekledikten sonra geliyor. Genelde üzerine çok düşünülmemiş bir soru .Ancak çağımızın da en büyük problemlerinden biri anlam konusu. Nerden mi biliyoruz? Bir düşünün bakalım; Çevrenizde ya da kendinizde sıkça ne yaparsa yapsın zevk alamama, bir türlü tatmin olamama, durduk yerde gelen bir iç sıkıntısı, sürekli farklı bir uğraş arayışında olma, bir türlü mutlu olamama gibi durumlar gözlediniz mi? Bence buna cevabınız evet. İşte aslında bu durum bir varoluşsal boşluktan kaynaklanıyor.
İnsanoğlu var olduğundan beri aslında bir anlam arayışının içindedir. Hepimiz yaşamımızı anlamlı kılacak bir şeyler arar dururuz. Bunu bulamadığımızda ise anlamsızlık çukuruna düştük demektir. Buna varoluşsal boşluk da denebilir. Anlamsızlık duygularıyla boğuşan insan öfke, kaygı, ve huzursuzlukla daha fazla haşır neşir olmaya başlar. Ruh sağlığı problemleri yavaş yavaş yakasına yapışmaya başlar. Bazen madde kullanımı, kumar, sağlıksız ve savruk bir şekilde cinselliğe başvurma gibi durumlar da gözlenir. İşte bu yüzdendir ki yukarıda da yazdığı üzere Jung ; “Nevroz, anlamını bulamamış ruhun acı çekmesidir” sözüyle bunu kastetmektedir. Tabi aslında bazen göremesek bile hepimizin yaşamının bazı anlam kaynakları mutlaka vardır. Kendimize şu soruları sormalıyız; Yaşamımı devam ettirirken nelerden güç alıyorum? Bu uğraşlarımı ne uğruna yapıyorum? Yaşamıma neler anlam katıyor? Genellikle aile, çocuklar, sevdiklerimiz, dini inançlar, gelecek planları ve hayaller vs gibi cevaplar geliyor bu sorulara. Bunların hepsi tabiki bizim anlam kaynaklarımız. Bunları zaten biliyoruz ki diyor olabilirsiniz ancak bunları zaman zaman kendimize hatırlatmak, yaşamımızı anlamlı kılan değerleri yeniden gözden geçirmek ve bunun getirdiği enerji yaşama daha sıkı tutunmamıza ve mutluluğumuza katkı sağlayacaktır. Tabi hayatta her zaman mutluluk yoktur. Bazen acı da yaşar insan. Ancak acı da bile anlam bulunabilir. Çünkü yaşamın getirmiş olduğu her şey insan içindir. İnsan en kötü anında bile bir anlam ürettiğinde oradan çok daha sağlam çıkabilmektedir. Victor Frankl “Eğer yaşamda gerçekten bir anlam varsa, acıda da bir anlam olmalıdır. Acı da yaşamın kader ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır. Acı ve ölüm olmaksızın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz.” Sözüyle tam da bunu kastetmiştir. 2.Dünya savaşı döneminde nazi toplama kamplarında çok büyük acılar yaşamış ancak yine de anlam üretmeyi başarabilmiş olan Victor Frankl “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında bundan bahsetmiştir. (Okuma Tavsiyesidir J )
Yazımı bitirmeden bir de filmden bahsetmek istiyorum. Er Ryan’ı Kurtarmak filmini izleyenleriniz vardır. Filmde bir kadın oğullarını askere gönderiyor ve dört oğlundan üçü savaşta ölüyor.. Kadının hayatta kalan tek oğlunu kurtarmak için harekete geçer. Kadının bu oğlunun annesine sağ salim kavuşturulması için emirler verilir. O sırada bir askeri birlik, bu askeri düşman hatlarının içinden kurtarmak için harekete geçer . Bu mücadele sürecinde görevli askerlerin çoğu ölür. En son birliğin komutanı yaralanmıştır ancak buna rağmen Er Ryan’a ulaşır ve onu kurtarır. Son nefesini verirken ona der ki: “Seni kurtarmak için çok fedakarlık yaptık, buna değecek bir yaşam sür”. Evet benim de bu yazım ile size mesajım bu olsun. Hayat güzel ve bir o kadar meşakkatli. Günün birinde geriye doğru dönüp baktığınızda tüm yaşadıklarınıza değmiş, anlamlı yaşam sürmüş olmanızı dilerim
5