Otomatik Portakal Kitabını Okudunuz mu?
"Otomatik Portakal", Anthony Burgess tarafından yazılan, 1962 yılında yayınlanan bir distopik roman. Kitap, gelecekteki bir İngiltere'de geçiyor ve hikaye, genç bir adam olan Alex'in hikayesini anlatıyor. Alex, bir suçlu olarak hapishanede yatmaktadır ve hükümet tarafından yapılan bir deneyle kontrol edilmeye çalışılır.
Burgess'in romanı, insanların özgür iradelerini nasıl kaybetmeye ve kontrol edilmeye çalışıldığını ve bunun sonuçlarını araştırıyor. Ayrıca, roman, sosyal ve politik eleştiriler içermektedir. Özellikle, hükümetin insanların davranışlarını kontrol etmeye çalışması ve bunun insanların doğasına zarar vermesi konusu ele alınıyor.
Kitap, yazarın dil becerisi ve anlatım yeteneği ile birlikte, derin düşünceleri ve eleştirileri ile de dikkat çekiyor. "Otomatik Portakal" bir distopyalı* roman olmasına rağmen, hala günümüzde okunması önerilen ve düşündürücü bir eserdir.
Otomatik Portakal Kitabını Neden Okumalıyız?
"Otomatik Portakal" kitabı, okurların insanların özgür iradelerinin nasıl kaybedilebileceği ve kontrol edilmeye çalışıldığı konusunda düşünmelerine ve fikirlerini sorgulamalarına neden olur. Ayrıca, kitap hükümetin insanların davranışlarını kontrol etmeye çalışmasının insanların doğasına zarar vermesi konusunu ele alır ve bu konuda okurların düşüncelerini sorgulamalarına neden olur.
Kitap aynı zamanda yazarın dil becerisi ve anlatım yeteneği ile birlikte derin düşünceleri ve eleştirileri ile de dikkat çekmektedir. Kitabın dil ve yapısı okuyucuları içine çekmeye ve onları hikayenin içinde hissettirmeye devam eder.
Hepsi bir yana kitap okumak hayatı anlamayı kolaylaştırır. Öyle zamanlar olur ve anlaşılmaz dediklerimizi bir kitap ile anlayabiliriz. Dilerseniz okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca GoogReads yazar profilimi takip edebilirsiniz. Keyifli okumalar.
* Distopya (anti-ütopya Yunanca dystopia), çoğunlukla ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır.
2
Ben de geçenlerde yazarın başına kitaptaki gibi bir olay geldiğini okumuştum. Hatta empati kurabilmek için Alex'i kendisi gibi klasik müzik tutkunu biri olarak yazmış. Bunu öğrenince daha da etkileyici oluyor kitap.
1