Hikikomori
Hikikomori kısaca tüm sosyal etkileşimlerden vazgeçme ve sosyal hayatını bitirme noktasına getirmeye deniyor. Kendini toplumdan geri çekme, okula işe gitmede isteksizlik, odaya kapanma ve günlerce hatta aylarca temel ihtiyaçlar hariç odadan çıkmamaya deniyor.
İlk olarak 1970'lerde Japonya'da gözlemlenen ve 1990'lardan sonra artmaya başlayan Hikikomori özellikle sosyal olarak geri çekilme ve ilişki kurmayı reddetme olarak tanımlanıyor. 1978' de Japon psikolog Yoshimi Kasahara Hikikomori durumunu ''çekilme nevrozu'' olarak adlandırdı. ''Geri çekmek'' (hiku) ve ''geri çekilmek'' (komoru) olmak üzere iki kelimeden oluşan Hikikomori 1998 yılında Japon psikiyatrist Profesör Tamaki Saito tarafından kullanılmaya başlandı.
Hikikomori şu anda ayrı bir akıl hastalığı olarak tanımlanmasa da önemli bir sorun haline gelmiş durumda. Japonya'da 1 milyondan fazla insanının etkilendiği düşünülüyor.
Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı Hikikomori'yi 6 ay evden çıkmama ve kendini aileden soyutlayama durumu olarak tanımlanıyor.

Hikikomori hastalığı araştırması en zor hastalıklardan biri çünkü birey topluma karışmıyor yani sokakta gezmiyor. Rastgele yapılan anketlerle ya da çalışmalarla bu hastalığın toplumu etkileme durumu anlaşılaz. İzole yaşam süren hastalara ulaşmak oldukça zor ve zahmetli. Çoğunlukla Japonya başta olmak üzere tüm dünyaya yayılmış olan hastalık günümüzün en büyük tehditlerinden biri ama belki de biz bunun farkında bile değiliz. Şehir hayatlarının karışıklığı ile gelen özgüven eksikliği insanları kalabalıklar içinde yalnızlaştırıyor. Kendini toplumdan geri çeken bireyler sosyal yaşantıyı bırakınca ortaya evlerinden hatta odalarından çıkmayan ve bir odada yaşayan insanlar ortaya çıkarıyor.
Aslında bu hastalığa o kadar da uzak değiliz yani değilim. Bazen yalnız kalmayı isteme hissi geliyor fakat böyle bir yalnızlık değil. Bana gelen daha çok yaşantımı sakinleştirmek için biraz vites düşürmek gibi. Biraz yavaşlamak istiyorum bazen. Ki bence çok daha iyi dönebilmek için bazen KISA bir süre kabuğuna çekilmeli insan. Kenara çekilip hayatında iyi ve kötü giden şeyleri sıralamalı. Verecekse kararlarını bu sırada vermeli çünkü sakinlikle verilen kararlar genelde daha iyi sonuçlar veriyor. Karışıklık anında karar vermemeyi tercih ederim. Heyecanlı ya da sinirli olduğumda da böyle olur genelde. Eğer önemli kararlar vereceksem sakinliği severim. Kenara çekilirim bi motivasyon videosu izlerim (ya bu motivasyon videoları çok saçma gelirdi eskiden de son zamanlarda çok hoşuma gitmeye başladı😂.) ve kalbimi dinleyerek yoluma bakarım. İşte bu yüzden bu hastalığa uzak değilim dedim. Kısaca odama çekilmeyi severim. 2 kardeşim olduğu için hiçbir zaman kendime ait bir odam olmadı fakat bunu mecazi anlamda da anlayabilirsiniz. Bu içe kapanmalar yaşanabilir fakat Hikikomori hastalığında 6 ay gibi çooook uzun bir süreden bahsediyoruz. Kendimi sosyal hayattan soyutlanmış bir şekilde hayal edemiyorum. Evet benim de özgüven problemlerim var fakat bir işi iyi yaptığımı biliyorsam o işi her koşulda iyi yapmaya çalışırım. Ben genelde pozitif olmaya çalışan biriyim ne olursa olsun iyi ki derim fakat her insanın psikolojisi ve olaylara bakış açısı faklıdır sanırım o yüzden böyle bir hastalığın olması benim önce ilgimi çekti sonra ise gayet normal karşıladım.

Hikikomori hastalığı gerçekten hiç yaşamak istemeyeceğim bir hastalık , kendimi sosyal yaşantıdan izole bir şekilde düşünmem imkansız.
Hastalığı iyice tanımladık sanırım biraz da özelliklerinden bahsedelim. Hikikomori genelde 20 - 30 yaşındaki erkeklerde gözlemleniyor. Ağır ve hafif olmak üzere 2 tipi vardır. Hafif tipi bazı kişilerle konuşabilir fakat ağır tipi kendini odaya kapatır.
Hikikomori ortaya çıkmasında başka nedenler var ise (depresyon ya da Obsesif Kompulsif Bozukluk gibi ) ikincil eğer yok ise birincil tip şekilde kategorize ediliyor. Okuduklarıma göre kentsel kesimde daha sık gözlemleniyormuş. Buna sebep olan şeyin şehirlerin verdiği karışık , yorucu ve bir o kadar yalnız yaşam tarzı olduğunu düşünüyorum.

Hikikomori'nin nedenleri arasında travmatik utanç , önemli bir sınavda başarısız olma ya da tatmin edici bir iş bulamama gösterilebilir. Üniversite sınavı bir neden olabilir mesela . Kötü geçen öğrenciler genelde sınav hakkında konuşmak istemez hatta sınav harici de olsa kimseyle genel olarak iletişim kurmak istemez. Bu gibi durumlarda ilk olarak yapılması gereken şey bu sorunu tek başımıza yaşamadığımızı düşünmek ve bizimle aynı duyguları paylaşanlarla iletişime geçmek olmalı. Daha sonrasında ise yaşadığımız sorunların dünyanın en büyük sorunu olmadığını kabul etmek ne olursa olsun hayatın devam ettiğini bilmek gerekli. İşte ben sorunlarımdan böyle uzaklaşıyorum. Yalnız olmadığımı bilmek özellikle beni çok rahatlatıyor.
Hikikomori hastalığının son zamanlarda COVID-19 salgınıyla beraber çok artış gösterdiği düşünülmekte. Gerek sosyal hayatın kısıtlanması gerek danışmanlık hizmetlerinin birebir yerine çevrimiçi yapılması yalnız insanları daha da yalnızlaştırdı. Zaten hastalar tam olarak tespit edilemiyordu bu salgınla beraber hiç edilemedi. Hastalar bir nevi kamufle oldu.
Japonya'da 4136 kişi üzerinde yapılan çalışmada
20 - 29 yaş arasında %2.4
30 - 39 yaş arasında %0.3
40 - 49 yaş arasında %1.1
gibi yüzdeler elde edilmiş . 40 - 49 yaş aralığında bu hastalığın nedenleri daha önce yaşanmış olan Hikikomori hastalığının nüksetmesi ve ya iş kaybı gibi belirli sosyal nedenler olabilir.

Hikikomori hastalığının tedavisi de oldukça zordur çünkü bireyselleştirilmiş tedavi gerektirir. Her hasta faklı sonuçlar gösterebilir . Hastalıkla ortaya çıkan sonuçlar hastadan hastaya değişir.
Hikikomori hastalığının tedavi yöntemleri ise çeşitlidir ve bu çeşitler son zamanlarda arttırılmaya çalışılıyor. Aile içinde bire bir iletişim ve ya etkinlikler , psikofarmakolojik tedaviler ,hayvan destekli tedaviler , ev ziyaretleri tedavi yöntemlerinden bazılarıdır. Teknoloji kullanan tedaviler bulunmaktadır. Bunlar arttırılmış gerçekliği kullanır. Kişiyi topluma çıkmaya hazırlar.
Kısacası oldukça ilginç bir hastalık fakat ilerleyen süreçlerde çok daha normalleşebilir. Benim fikrimce son derece tehlikeli bir hastalık .
Reklam arası:))
https://www.gerusta.com/ sitesinde çok güzel parçalar var incelemek için linke tıklayabilirsiniz
4