Mücahit Muhammet Karakuş @Mucahit_Muhammet_Karakus

"Dülger Balığının Ölümü" Neden Önemli?

Ben kısa hikayeleri pek sevmezdim eskiden. Eskiden dediğim tabii yıllar yıllar önce. Nedenini de bilmiyorum aslında. Bir önyargım vardı. Birkaç sayfada en fazla ne anlatılabilirdi ki, hem ne ara hikayenin içine girebilir insan diye düşünüyordum sanırım. Tabii ki bütün bunlar büyük bir yanılgıydı. Şimdi nerede bir kısa hikaye görsem ilk fırsatta okumaya çalışıyorum. Belki de bu yüzden çoktan okumuş olmam gereken Sait Faik’le bu hikaye sayesinde tanıştım. 

Yazarımız bu hikayesinde dülger balığında kendisini görüyor, aslında bir anlamda kendisini anlatıyormuş. Bu arada ben bu hikayenin yer aldığı kitabı henüz okuyamadım. Alemdağ’da Var Bir Yılan kitabındaki 17 hikayeden biriymiş Dülger Balığının Ölümü. Ben gittiğim metin çözümleme kursu için ödev olarak aldım bu hikayeyi ve karşıma çıkan ilk siteden okudum. Sonradan gördüm ki youtube’da da onlarca kanal tarafından seslendirilmiş. Ancak üzerine konuşulmuş bir videoya bile rastlamadım. Halbuki hikaye beni çok etkilemişti. Özellikle şu cümlelerde ben de kendimi görmüştüm:

“Oltaya tutuldu muydu dünyasına, sulara küsüverir. Nasıl bir korku içine düşer kim bilir? Onun için dünya bomboştur artık. Oltadan kurtulsa da fayda yoktur.”

Her zaman yaşam enerjisi yüksek, hayat dolu ve eğlenceli biri olmak istemişimdir ve zaman zaman böyle mutlu olduğum anlar oluyor. Ama bazen enerjim havadan sudan sebeplerle o kadar düşüyor ki kendimi toparlamakta zorluk çekiyorum. Havadan sudan derken tam anlamıyla hava durumu bile gerçekten beni hayattan soyutlayabiliyor bazen. Geçen hafta mesela Pazar günü o kadar işim vardı ve bardaktan boşanırcasına yağan o yağmurla birlikte resmen benim de havam bozuldu. Üstelik ben yağmuru çok severim normalde. 

İnsanın sevdiği bir şeyle bile farklı ortam ve koşullarda karşılaşınca ondan kaçması, kaçınması pek olası gelmiyor başta. Ama oluyor işte, başınıza gelince anlıyorsunuz. Aynı şekilde dışarıdan bakınca güzelmiş gibi görünen şeyler de olayın iç yüzüne bakınca aslında çok farklı olabiliyor.

“İlk bakışta insana zevkli, eğlenceli bir şeymiş gibi gelen bu titreme, hakikatte bir ölüm dansıydı. Sanki dülger balığının ruhu, rüzgâr rüzgâr, bu incecik zarlardan çıkıp gidiyordu; bir dirhem kalmamacasına.”

Önyargılara önyargılı olmaya çalışan biri olarak çok iyi biliyorum ki dış görünüş insanı çok fazla yanıltabiliyor. Dış görünüş derken de yanlış anlaşılmak istemiyorum. Burada aslında fizikselden öte, karaktere yönelik açığa çıkardığımız kişilik özelliklerimizden bahsetmeye çalışıyorum. Yani dışarıdan çok soğuk, kendini beğenmiş gibi görünen birinin aslında çok samimi ve dost canlısı biri olduğunu bizzat görmüşlüğüm var. Bunu zaten belli bir yaşa gelince hepimiz deneyimliyoruzdur. Ama bir de yol ayrımları var hayatta karşımıza çıkan. Buna katılmayan, insanın değişmeyeceğini söyleyen tanıdıklarım da var benim ama ben insanın değişebileceğine inananlardanım. Öyle bir yol ayrımına gelirsiniz ki artık farklı bir insan olarak devam edebilirsiniz hayatınıza. Tıpkı dülger balığının değişimi gibi. Bu bana bir umut da veriyor hayata dair. Bence en az ölümü kadar etkileyiciydi o bölüm. 

Son olarak yazarla aynı düşünme şekline sahip olduğumu gördüğüm şu satırlar beni mutlu etmeye yetti. Ben de rakamlara takıntılı biri olarak sık sık böyle sayıları kullanarak sınırları zorlamaya çalışırım:

“Dülger balığının ölüm hâli uzun sürüyor. Sanki balık şu hava dediğimiz gaz suya alışmaya çalışmaktadır. Hani biraz dişini sıksa, alışması bile mümkündür gibime geldi. Bu iki saat süren ölüm hâlini, dört saate, dört saati sekiz saate, sekiz saati yirmi dörde çıkardık mıydı; dülger balığını aramızda bir işle uğraşırken görüvereceğiz sanıyorum.”

Peki sonrasında ne olur dersiniz? Yani hiç olmayacak, olamayacak bir şeyi bile bir şekilde başardınız, sınırları aşıp imkansız hedeflere ulaştınız diyelim. Ne olacak ondan sonra? Her şey hallolacak mı? 

Bunu merak edenlerin en kısa sürede hikayeyi okumasını öneriyorum. Zaten özellikle çok fazla tat kaçıran bilgi vermemeye çalışmam bu yüzden . Her ne kadar atılacak bir başlık ve konulacak uygun bir fotoğraf bulamasam da umarım sizi bu güzel hikayeden uzaklaştırmamışımdır. Bundan sonra böyle kısa hikayeler hakkında da yazmak istiyorum. Dülger balığının ölümü benim için özellikle bu yönde bir adım atma kararı alma açısından ayrıca bir öneme sahip diyebilirim.



Kısa Bir Reklam
ELZ Kozmetikte cilt bakım ürünleri de satılıyor, ayrıntılarını buradan inceleyebilirsiniz.


Eğer bu platforma hâlâ üye değilseniz buradan ücretsiz üye olabilir, 
her gün yazılan yazılardan notlar alabilir ve beğendiğiniz yazıları listeleyebilirsiniz. Hatta isterseniz siz de yazmaya başlayabilirsiniz… 
Dün gibi hatırlarım ben de bir gün böyle tek bir yazıyla başlamıştım yazmaya.

2

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli