Beyaz Saray'da Medya Kontrolü: Yeni Dönem Başlıyor

Beyaz Saray, basın havuzuna kimin gireceğine karar verme yetkisini elinde tutacağını açıkladı. Bu durum, medya bağımsızlığı açısından önemli bir tartışma yaratıyor. Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, basın ekibinin Air Force One ve Oval Ofis gibi alanlarda kimin ayrıcalıklı erişimden yararlanacağını belirleyeceğini ifade etti. Bu açıklama, Associated Press'in (AP) Meksika Körfezi'nin adını değiştirme talebine karşı durmasının ardından geldi.
Medya mensuplarından oluşan bağımsız bir dernek olan Beyaz Saray Muhabirleri Derneği (WHCA), geleneksel olarak daha küçük ortamlarda başkana erişim izni verilen gazetecilerin dönüşümlü havuz haberlerini koordine ediyor. Ancak Beyaz Saray, bu konuda daha fazla sesin duyulmasını istiyor. Leavitt, WHCA'nın Beyaz Saray'da basına erişim konusunda “artık tekel olmaması gerektiğini” belirtti.
Trump yönetimi, AP'nin haberlerinde köklü adını kullanmaya devam edeceğini ve Trump'ın değiştirme çabalarını da kabul edeceğini açıkladı. Bunun üzerine Beyaz Saray, AP gazetecilerinin Oval Ofis ve Air Force One'a erişimini yasaklayarak haber ajansını “sorumsuz ve dürüst olmayan habercilik” yapmakla suçladı.
Trump tarafından atanan ABD bölge yargıcı Trevor McFadden, AP'nin Oval Ofis, Air Force One ve Beyaz Saray'da düzenlenen etkinliklere erişiminin yeniden sağlanması talebini reddetti. Bu karar, haber yaparken kullandıkları dili dikte etmeye çalışarak, ABD anayasasının hükümetin ifade özgürlüğünü kısıtlamasına karşı birinci değişiklik korumalarını ihlal ettiğini savunmuştu.
Leavitt, yargıcın kararını kutladı ve Beyaz Saray'ın basın havuzunu kapsayacak daha fazla yayın organı ve yeni yayın organları istediğini söyledi. Leavitt, “Beyaz Saray basın havuzunun 2025 yılında Amerikan halkının medya alışkanlıklarını yansıtmasının zamanı geldi de geçiyor bile” diye ekledi.
WHCA yaptığı açıklamada kararın, “Amerika Birleşik Devletleri'nde özgür basının bağımsızlığını zedelediğini” belirtti. Bu durum, Trump yönetiminin basın üzerindeki etkisini ve bağımsız haberciliğin geleceğini sorguluyor.
Henüz hiç yorum yapılmamış.