EmirhanSenyurek @EmirhanSenyurek_1006

Modernizm ve Gogol’un Palto’su

Tüm bu azme ve çabaya rağmen iş arkadaşları arasında silik biridir ve onunla sürekli dalga geçilmektedir. Aldığı maaşı ile kıt kanaat geçinen kendi halinde biridir. Bir ailesi yoktur ve özetle tek hayatı yazı yazmaktır. Petersburg’un soğuk ikliminde onu koruyan bir paltosu vardır ve maalesef yıllardır kullandığı paltosu onlarca yerinden yamalı ve çok eskidir. Bir gün işe gittiği sırada paltosu üzerinde olmasına rağmen çok üşür ve kaputunun daha önce birçok defa olduğu gibi tamir edip yamalanması gerektiğini düşünür. Her zaman gittiği terziye gitmek için yola düşer. Akaki Akakiyeviç’in terzi Petroviç’in yaşadığı apartmana gidiş anı bize alt sınıflar için Petersburg’un nasıl koşullar sunduğunu anlatmaktadır.

 

Akaki Akakiyeviç’in tırmandığı merdiven Petersburg’daki apartmanların arka merdivenleri gibiydi. Basamaklara dökülmüş bulaşık suları, insanın burnunun direğini kıran amonyak kokusundan ötürü, “Burası neden böyledir?” diyerek haksızlık etmemek gerekir, çünkü başka apartmanlar da aynı durumdaydı. Akaki Akakiyeviç, kaygan basamaklardan düşmemek için dikkatle yukarı tırmanırken, bir yandan da Petroviç’e paltonun onarımı için kaç para isteyeceğini kestirmeye çalışıyordu. İki rubleden fazla vermemek kararındaydı. Petroviç’in kapısı açıktı. Mutfakta balık kızartan karısı, evin içini kaplayan duman dışarı çıksın diye açmıştı kapıyı. Mutfaktaki duman öylesine koyuydu ki, duvarlarda gezinen hamamböcekleri bile görünmüyordu. Bu durum Akaki Akakiyeviç’in de işine yaradı, kadının gözüne gözükmeden usulca Petroviç’in odasına sıvıştı (Gogol, N. 2011. S.36).

 

Aslında Petroviç’in apartmanının durumu Gogol’un tasvir ettiği, alt sınıfların yaşadığı yerlerdeki Petersburg’u anlamak için uygun görünmektedir. Gogol’un anlatımında; tüm eşyalar, kişiler, mekanlar eski ve yıpranmış, bozulmuş ve yeniden tamir edilmiş gibidir. Oysa Petersburg yeni kurulan bir şehirdir. Bu yenileşme durumu alt sınıflar için geçerli görünmemektedir. Petersburg’un kuruluş yılı ile Palto öyküsünün yazıldığı yıl arasında 139 yıl vardır. Bu yıllar içerisinde inşa edilen saraylar ve devlet binaları hala varlıklarını korumaktadır fakat alt sınıfların yaşadığı mahalleler aradan 139 yıl geçtiğinde dahi yaşayan kişiler için zor koşullar oluşturmaktadırlar. Bu durum Rus modernleşmesinin ilk dönemlerinde toplumun geneli için iyileşme yaratmadığını ve bu modernleşmenin sınıfsal bir yapıda olduğunu kanıtlar niteliktedir. Böylesine “özgün” ve “muhteşemlik” gayesi ile kurulan Petersburg Gogol’un Palto öyküsünde neden bu denli soğuk, renksiz ve ıstırap dolu anlatılmıştır? Bu soru akla şehrin yaratılışındaki ihtirası ve emek sömürüsünün insanlarının ve sokaklarının üzerine sinmiş olduğunu akla getirmektedir. Özellikle hem Dostoyevski’nin hem de Gogol’un döneminde başta olan Çar I. Nikola’nın bulunması bu durumu daha açıklanabilir hale getirmektedir. Çar I. Petro’dan sonra Nikola döneminde Rusya’da özgürleşme hareketlerine karşı baskıların oldukça arttığı görülmektedir. Modernleşme hareketi alt sınıflara vaat ettiği şeyleri yerine getirememiştir. Bu durumda modernleşme ile var olan “yeraltı insanı” daha da dibe çekilmektedir.