EmirhanSenyurek @EmirhanSenyurek_1006

Ortaçağ - Rönesans Halk Kültüründe Karnaval ve Kamusal Alan İlişkisi

yaratamamış olsa da kendisini roman formu içerisinde yaşatmaktadır. Karnavalın içerdiği tamamlanmamışlık ve zıtlıklar onun zaten bir iktidar biçimi haline gelmesini engellemektedir. Tüm güç ilişkilerini ortadan kaldıran karnaval varoluşundan kaynaklanan nedenlerle bunu gerçekleştiremese de bünyesinde barındırdığı güç ile bunun gerçekleşmesi için bir araç olma potansiyelini her zaman korumaktadır. O ancak belirli itkilere eşlik eden bir taşıyıcı güç halindeyken kendi eleştirelliğini sürdürebilir. Bu bağlamda Rönesans’ın gerçekleşmesi sadece halk kültürünün bir geleneği olan karnavalın sonucu değildir. Karnavalın neşesi ve eleştirel gücü burjuvazinin iktidarı ile birleşerek Rönesans’ı doğurmuştur. Fakat karnaval tekrar ve doğası gereği oluşan bu yeni iktidar biçimine karşı da aynı eleştirelliği ve mizahı kullanır. Bunu artık kentlerin meydanlarını işgal ederek yapamasa da barınacağı bir yuvası her zaman vardır. Bu yuva sanattır. “Rönesans gerçekçiliğinin karmaşık doğası henüz yeterince açıklanmamıştır. Dünyanın algılanışını yansıtan iki tip imge dokusu o kavşakta birleşir. Bunlardan biri halk mizah kültürüne uzanır, ikincisiyse burjuvazinin tamamlanmış ve atomize olmuş varoluş algısına işaret eder. (Bahtin. 2019. S.50).” Rabelais’in hayal ettiği, halk kültüründen doğan ve gelişen yeni insan hala doğmuş ve görevini gerçekleştirmiş değil. Fakat tarihin içerisinde her alan bu geleneğin etkileri hala aramızda dolaşmakta ve mizahın, kutsalı yeryüzüne indirmenin eleştirel gücü etkin bir şekilde sanatın içerisinde korunmaktadır. Üretilen sanat eserlerinin ve Bahtin’in işaret ettiğine göre özellikle roman türünde karnavalın doğası hala yaşamaktadır. Kamusal alan, iktidarları izleyen, kendi kendisine konuşan ve bu konuşmalar ile yine iktidarları değiştirebilme gücüne sahip bir alandır. Habermas bu alanı burjuva sınıfı etrafında şekillenen bir yapıda olduğunu göstermiştir. Çalışmanın ana gövdesini oluşturan halk kültürü ve karnaval ise Habermas’ın çalışmasında “pleblen kamusallık”3 tartışması etrafında yer bulmuştur. Bu kavram burjuva kamusallığı ile yan yana konulduğunda etkinliği oldukça sınırlı ve pasif bir alan olarak ortaya konulmuştur. Habermas bu duruma cevabını “1990 Baskısına Önsöz” kısmında verdi. Mamafih halk kültürünün iç dinamiği hakkında gözlerimi ilk açan M. Bakhtin’in büyük eseri Rabelais ve Dünyası oldu. Halk kültürü belli ki sadece egemen kültürün pasif çevresini oluşturan bir kulis değildi; egemenliğin resmi törenleri ve gündelik disiplinleriyle kurduğu hiyerarşik dünyaya karşıt bir tasarımın periyodik olarak rücu eden, gizli ve şiddetli isyanıydı. (Habermas. 2018. S. 20-21).


3 Habermas. Kamusallığın Yapısal Dönüşümü.(2019. S.19).