EmirhanSenyurek @EmirhanSenyurek_1006

Modernizm ve Gogol’un Palto’su

  Puşkin, Bronz Süvari isimli şiirinde Çar Petro ile yüzleşmektedir ve bu açıdan bakıldığında otorite karşıtı siyasal eleştiri geleneğinin başlatıcı şiiri olarak görülmektedir. Bronz Süvari şiiri Petersburg’un yaratılışına ışık tutan bir yapıdadır. Doğanın sömürücü bir şekilde dönüştürülmesi ve bunun arkasında Faustvari bir hırsın yatması modernleşmeye yapılan bir eleştiridir. Şiirde Petersburg’un kıyısında bulunduğu Neva Nehri taşmakta ve yoksul insanlar bu hırsın bedelini ödemektedirler.

                                                                                                                                  

Puşkin eserde, sellerin şehri yutmasını anlatmıştır. “Dalgalar, vahşi hayvanlar gibi tırmandı pencerelere. Tekneler sürüklenip koca gövdeleriyle camlara bindirdi. Köprüler sele kapılıp sürüklendi…” Petro’nun kurduğu şehir doğaya yenilmiştir. Fethederek üzerine Petersburg’u kurduğu elementler öç almıştır şehirden. “Çarlara bahşedilmemiştir havaya, toprağa, suya hükmetmek; Tanrı’ya aittir onlar.” Diye seslenmiştir Puşkin. Bütün bir Rus modernleşmesine, insanların bedenleri ve ruhlarına egemen olmaya çalışmasına yönelik bir siyasal eleştiridir bu. Taşan dalgalarla yönetim şehri, çevresinden kopmuş bir ada olmuştur. Tıpkı baştan beri olduğu gibi halktan ve çevreden kopuk, siyasal bir modernleşme bir yabancılaşmaya neden olmuştur. Sıradan insanlar ise bu şehrin enkazları altında kalmıştır (Erkan, Ü. 2017. S.31).

 

   Dostoyevski de, Gogol da Puşkin gibi bu insanlar ile ilgilenmektedirler. Bu insanlar Dostoyevski’nin tabiri ile “yeraltı insanı”dırlar. Bu adlandırmadan daha da önce Gogol, hikayelerinde görülmeyen, kenarda kalan, yokluk ve acı çeken insanları işlemiştir. Kendisi de o insanları görmüş aralarında bulunmuş hatta onlardan biri olarak yaşamıştır.

 

Gogol’un hayatında bir süre düşük dereceli memur olarak çalışması ve I. Nikola Döneminde yaşadığı sıkıntıları, yazarın psikolojisini derinden sarsmıştır. Bu durum, hikâyelerinin derin yapısının oluşmasında çok etkili olmuştur Nitakim yazarın Neva (Nevski) Bulvarı’ndaki kahramanı Piskarev, karşılıksız aşkından dolayı intiharından önce çıldıracak gibi oluyor. Bir Delinin Hatıra Defteri isimli hikâyenin kahramanı çıldırıyor. Portrenin kahramanı Ressam Çartkov hikayenin sonunda sinir hastası oluyor. Gogol, Çartkov’u da ölüsüne bakmaya cesaret isteyecek biçimde öldürüyor (Evat, Y. 2011. S.21).

 

Palto da işte böyle bir öyküdür. Öykünün ana karakteri Akaki Akakiyeviç Petersburg’da en düşük dereceli memurlardan biridir. Sınıf bilincinden yoksun ama ezildiğinin farkındadır. Ezilmesinin sebebinin sistemsel değil sınıfsal olduğunu düşünmektedir. Gogol ana karaktere Akaki Akakiyeviç (Tam ismi ile; Akaki Akakiyeviç Başmaçkin) ismini verirken sınıfsal konumunu göstermek için bir vurgu da yapmaktadır. Akaki Akakiyeviç’in soy ismi Başmaçkin’dir ve bu kelime ayakkabıcı anlamına gelmektedir.  Akaki Akakiyeviç yazı işleri dairesinde çalışan bir memurdur, canla başla çalışmaktadır ve işini çok sevmektedir. Öyle ki yazı işi olmadığında bile kendi zevki için beğendiği bir yazıyı temize çekerek oyalamaktadır.