EmirhanSenyurek @EmirhanSenyurek_1006

Ortaçağ - Rönesans Halk Kültüründe Karnaval ve Kamusal Alan İlişkisi

göstergelerinden biri; kutsal olanın yeryüzüne indirilmesidir. Halk bu cehennem arabasının yanışına toplu bir şekilde gülerek, en fazla korkulan şeyi normalleştirir. Karnaval meydanı ölümün ve cezanın yenildiği yerdir. Bu bağlamda karnaval tüm otoriteleri yerle bir edici işlevlerinden birini yerine getirmiş olur. Karnavalın başlarında halk tarafından seçilen bir karnaval kralının olması ve ona taç giydirilmesi de buna örnek olarak gösterilebilir. Fakat karnaval sonunda karnaval kralının tacının halk tarafından geri alınması geleneği, kamusal eleştirinin ve halkın devrimci gücünün en büyük örneklerinden biridir. Mizah, halk kültürünün en güçlü silahlarından biridir. Karnavalda bolca bulunan bu öge, varlığından kaynaklanan bir eleştiri gücüne sahiptir. Halkın otoriteler tarafından korkutulduğu ve yönetim işlevlerini mümkün kılan her şey karnaval meydanında alay konusu olabilir. Hatta küfrün sanatsal formlar içerisinde kullanılmasıyla bu itibarsızlaştırma durumu daha yaygın bir hal alır. Bu bağlamda küfür ve mizah Ortaçağ halk kültürü için ayrılmaz iki unsur olarak öne çıkar. Bunun en iyi örneği; kutsalın parodisi anlamına gelen “parodia sacra1 ” türüdür. Bu türde; İncil’de anlatılan kutsal hikayeler işlenir fakat bu hikayelerin kilise tarafından oldukça ciddi ve Latin dilinde işlenen formunun dışına çıkarak, karnavallarda bu tür, halk dilinde ve küfürler eşliğinde ortaya koyulur. Grotesk ögeleri içerisinde barındıran bu tür de kutsal olanın yeryüzüne indirilmesinin bir örneği olarak öne çıkar. Öyle ki parodia sacra’nın halk üzerinde büyük tesiri olduğunu fark eden ruhban sınıfı bu türü kendileri de uygulamaya başlamışlardır. Halkın ürettiği dönüştürdüğü bir form olan parodia sacra, dini otoritenin davranışlarını da etkileyerek iki aşamalı bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu durum modern anlamda kullandığımız kamusal alan teriminin içerisinde oluşan dönüştürücü güce geçmiş yüz yıllardan gelen bir örnek teşkil eder. III Bahtin’in Ortaçağ – Rönesans Halk kültürüne dair görüşlerinin oluşmasında en etkili olan isim Fransız yazar, Rabelais’dir. Rabelais, yarattığı eserler ile Ortaçağ – Rönesans halk kültürünü çok iyi yansıtmış ve yaşatmıştır. Eserlerinden Gargantua ve Pantagruel yaşadığı dönemde geçen dev masallarıdır. Kitapların ana karakterleri dev olarak resmedilir. Yukarıda tartıştığımız grotesklik ögesi burada tekrar karşımıza çıkar. Bahtin’in doktora tezi olan Rabelais ve Dünyası isimli çalışmasında yazarın önemini şu şekilde ifade eder:


1 Bahtin. Rabelais ve Dünyası. (2019: S.40-41).