Elektriğin kullanımı, icadından bu yana sürekli artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Bu durum elektriğe olan talebi arttırmaktadır. Elektrik enerjisi diğer enerji türlerinden farklı olarak, üretildiği yerden başka yerlere taşınabilmesinin ve kullanılabilmesinin mümkün olması sebebiyle insanlığın en yaygın ve vazgeçilmez tüketimi haline gelmiştir. İnsanlar bulundukları her yerde elektriğe ihtiyaç duymaktadır. Elektrik enerjisine olan bu yüksek talep uzun yıllar içerisinde dağıtım ağ ve sistemlerinin gelişmesini sağlamıştır. Ancak bu gelişmeler de günümüzde insanların her an elektrik enerjisine ulaşma taleplerini karşılamada yetersiz kalmaya başlamıştır. Çünkü insanlar artık prize olan bağımlılık ve mecburiyetin ortadan kalkmasını, istedikleri an istedikleri yerde elektrik enerjisine ulaşabilmeyi istemektedirler. Bu durum kablosuz güç aktarımını ön plana çıkarmaktadır.

Kablosuz güç aktarımı denildiğinde akla gelen ilk kişi Nikola Tesla’dır. Tesla yaptığı çalışmalar neticesinde 26 mil(41,84 km) uzaklıkta bulunan 10 kW’lık 200 adet akkor ampulü yakmayı başarmıştır. Bu başarılı çalışmalar sonucu bulduğu destekle birlikte kablosuz ve bedava elektrik enerjisi hayaliyle çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak elektriğin bedava olmasından rahatsızlık duyan ve bu durumun kendileri için olumsuz olduğunu düşünen finansörlerin desteklerini çekmesiyle sonuç alınamamıştır. Tesla’nın ölümünden sonra kablosuz güç aktarımı üzerine çok fazla çalışma olmamıştır. Günümüzde artan talep doğrultusunda, son yıllarda çalışmalar artmakta ve hız kazanmaktadır.

 

Kablosuz güç aktarım sistemlerinin gelişmesiyle birlikte evde kullanılan televizyon, buzdolabı gibi cihazlar da kablosuz bir şekilde enerjilendirilebilir. Örneğin mutfak zemini kablosuz güç aktarımı için uygun bir tasarıma sahip olursa, prizin konumunun hiçbir önemi kalmayacak ve buzdolabınızı mutfağın istediğiniz yerine konumlandırabilirsiniz. Hatta konum değiştirme esnasında bir an bile buzdolabınızı elektriksiz bırakmadan bu işlemi yapabilirsiniz.