12 saat çalışmanın götürüleri
Günümüzde oldukça popüler olan 12 saat çalışma sisteminin birçok insana olan götürülerini paylaşmak istiyorum sizlerle. Genelde ortalama 12 saat, alt limiti minimum 10 saat olan çalışma sistemi şimdilerde oldukça rağbet görmekte. İlk başta bunun birçoğumuza hissettirdiği nacizane duygulardan bahsedeceğim.
Öncelikle sabah kalktınız işe gitmek için hazırlanıyorsunuz veya özetle kendinizi yapmak istemediğiniz fakat zorunda olduğunuz ve gününüzün neredeyse tamamını hibe edeceğiniz bir maratona hazırlıyorsunuz. Oysaki hava güneşli dışarıda yapmak isteyip de yapamadığınız birçok aktivite mevcut..
İş yerine geldiniz ve saatler geçmek bilmiyor, ömrünüzden her bir dakika çalınıyor gibi hissediyorsunuz, oysaki tek teselliniz ay sonu ihtiyacınızı karşılamak için gelecek olan bir miktar para.. Kafanızda deli sorular ; pazar günü geldi, günde 12 saat çalışmanın sonucu haftada o tek nefes alabildiğin 1 günün olan o günün, kafa dağıtmak için girdiğin, yemek yediğin mekanda o her bir dakikası bile değerli olan ömründen çalındığını düşündüğün 12 saat emeğinin tek kalemde, yani ortalama 1 saatte yok oluşu.. Oysaki haftada 72 saat çalışmanın sonucu sana lütfedilen 1 günlük zaman diliminde kendine ayırabildiğin o günde kafa dağıtmak istemiştin sadece..
Aynı şeyi ihtiyacın olan en ufak bir eşyayı alırken de düşünüyorsun ve sonuç olarak ömründen giden bir gününü bir parça şeyi alabilmek için heba etmişsin.. Oysaki daha az çalışıp kendine ve yapmak istediklerine dair kısıtlı olmayan yaşam alanı oluşturabilseydin eğer, bunlar sorun olmayacaktı belki de..
Özetle götürüleri
- Ömrünüzün yarısı
- Ruh sağlığınız
- Hayatınız
4
Haluk Bilginer'in dediği gibi insanlar öğlene kadar çalışmalı ve geri kalan zamanı üretmek ve kendilerini geliştirmek için harcamalılar.
1