Saçmalar

Bir kere karanlığa gözlerin alışmışsa, alışmayanı daha çabuk avlarsın çünkü o yenidir. Gözlerden ırak olan gönüllerden de ırak olurmuş diyorlar peki onlar karanlığı biliyorlar mı dersin? Gözden ırak gönüllere bir nefes kadar yakın olabilirdim, eğer kendimi kalabalığın içinden soyutlamasaydım. Meraklı bir kedi misali karanlığın içine pusmuş sizleri izliyorum. Siz bu yazıyı okuyanları, Ana sayfam da dolanan postlarınızı, ve beni daha tanımamış olanları. Hayatlarınızı, yaşayış biçimlerinizi, zevk ve renklerinizi bilmiyorum. Sadece izliyorum. Benim kadar karanlığa alışan var mı yok mu diyerek tartıyorum kendimce.
Ben aydınlığı da çok gördüm. Alışmamıştım avlandım. Belki de gönüllerden hep ıraktım. Sorun değil çünkü karanlığım aydınlıklarımı yutabilecek kadar derin. Belki aydınlıklar karanlıkları parçalar hani telaffuz edemeyeceğim bir ışık gözüme çarpar, yada ne bileyim karanlık bir filin ağırlığınca oturur gözlerimin çukuruna.
Değişmeyecek tek şey zamanın geçiyor olması. Belki zamanı kandırabileceğini düşünenler vardır o zaman her iki aynaya da baksınlar derim. Zaman geçiyor... Zaman geçiyor ve karanlık artıyor.
Ben gözlerimin alabildiği her şeyi izliyorum..
18 Ocak 2014
1
Henüz hiç yorum yapılmamış.