muhterem @cerkez2084

Annemi İstiyorum

“Annem. Canım annem. Seni ne kadar sevdiğimi sana söyleyemedim. Özür dilerim. Keşke yanımda olsan şimdi sevdiğimi bin, yüz defa söylesem. Kokunu içime çeke çeke sarılsam. Sımsıkı sarsam seni. Niye bıraktın beni anne. Sana sevdiğimi çok söylemediğimden mi? Sana bağırdım bir kere ondan mı? Ahmet annesi ona oyuncak almış sen bana almıyorsun diye söylediğimden mi üzüldün? Her zaman ben acıktım dediğimde çok yorgun olduğunda bile bana yemek hazırlattım, ondan mı bıraktın? Seni gece gündüz uyutmadım? Şimdi ondan mı bıraktın? Babam uzun uykuya daldı dedi sen ses çıkarırsın diye başka evde uyudu dedi. Annecim sen gel hiç ses çıkarmam söz veriyorum. Mışıl mışıl kendi yatağında uyu en fazla yanına yatar kokunu koklaya koklaya ben de uyurum. Sana acıktım da demeyeceğim söz. Gel annem gel? Çok kalabalıktı burası sen uyudun diye. Öldü dediler ölmek ne demek anne? Çok uzun uykuya mı ölüm diyorlar? O zaman ben de seninle öleyim annecim? Yeter ki senin yanında olayım. Seni çok özledim. Rüyalarımda yanımdasın gerçekte de ol annecim. Hem bak ben tuvalete kendim gidebiliyorum seni çağırmayacağım artık. Dişimi de kendim fırçalıyorum. Kendi suyumu bile kendim alabiliyorum. Seni hiç ama hiç yormayacağım. Yemek yaparken evi temizlerken hep sana yardım edeceğim. Seni çok seviyorum annecim. Lütfen gel. Bir daha yaramazlık yapmacam söz. “
Bu evlatların küçüğünden bir tanesinin yakarışları. Küçücük yüreğiyle anlatabildiği özlemi anlatmış. Küçük değil yetişkinin de var acısı.
“Ah benim annem. Keşke şimdi yanımda olsan. Sen yokken ben anne/baba oldum biliyor musun? Senin beni sarıp kolladığın gibi ben de evladımı öyle kolluyorum. Bana her baktığında gözlerinin içi gülüyor. Küçücük patates yumrusu elleriyle yüzüme dokunduğunda benim bütün dünyam temizleniyor. O yumuk ellerle bana koşup sarılması annem/babam demesi beni benden alıyor. Annem ben de mi böyle yumuk elliydim. Sen de beni severken aynı şefkatte mi sevdin? Her şeyden önce hep beni mi düşündün? Beni okşayınca dünyadaki en güzel o hissi hissettin mi? Kokladığında beni dünyanın bütün kokularından daha güzel koktum sana. Sen de bana şefkatli bakardın. Ben hastayken başımdan ayrılmazdın. Uyumazdın benim ateşim düşene kadar. Biliyor musun itiraf edeceğim her düştüğümde aslında canım acımadı. Ama her canım acımış gibi ağladığımda hemen bütün işlerini bırakıp benim yanıma gelir yaram varsa temizler merhem sürerdin sonra da sımsıkı sarar kucağında sıcaklığınla beni, iki kişilik sadece sen ve ben olan dünyamıza götürürdün. Ben de senin gibi düşünüyorum şimdi. Neredesin be annem? Seni çok özledim! Tamam, evlat çok güzel ama anne sevgisi de çok güzel. Sana o kadar ihtiyacım var ki? Seni kaybettiğin gün kabullenemedim. Bugün hala öyleyim. Sokağın başındaki köşeden birden çıkacaksın da yılların özlemimi bastırmak için sana sarmaşık gibi sarılıp sadece kokunla nefes alacakmışım gibi geliyor.  Ama yoksun.  Ah gelebilsen torununu katmerli annelikle sevsen ikimizi de. Seni çok seviyordum annem sana ne kadar az söyledim bunu biliyorum ama seni çok özledim annem, çooookkk”
 Evlat ve anne ilahi bir ikili değil mi?
Değerini yaşadığında anlamadığımız sanki yaptıkları onun zorunlu işleri olarak gördüğümüz kutsal varlık. Kutsal varlık da kutsallığını göremiyoruz neden? Neden olacak bir insanın kendi başına gelmeden olanları anlamaya kabiliyeti yok. ”Anne olunca anlarsın.” sözü buradan geliyor.
Herkesin annesi kendine iyi bir anne. Benimki de bana öyle. Peki, hissettiriyor muyum? Tabi ki de hayır. Çünkü o benim annem sevdiğimi anlar hatta anlasın canım. Ama bana gelince seviliyorsam sevildiğimin bana söylenmesini isterim öyle mutlu olurum. Ne yaman çelişki. Hayatında en önemli iki varlıktan(anne ve çocuklar) birine sen istediğin halde sevgini gösteremiyorsun, diğeri de sen beklediğin halde sevgi göstermiyor. Sadece sen değil eşi olarak baban da göstermiyor. Baban da benim sevdiğimi anlıyor diyor. Sen de aynı babanın yolunda devam etti. Annen gibi değil de baban gibi davrandın. Babanı niye örnek aldın? İnsan hep kolay olanı sever. Babanın yaptığı kolay olandı. Sen de onu taklit ettin.
Ama annen senden vazgeçti mi? Asla. Her kötü gününde yanında ağrında, sızında senin başında oldu. Kendi uykusundan gerekirse kendi yemeğinden feragat etti senin için. Kıymet bildin mi? Aman canım anne o yapacak tabi. Sana bir şey olduğunda yanına koşturup senin nazını çekeceğini biliyorsun ya sırtın yere gelmez. Annenin senin için ne kadar önemli olduğunu hala anlayamamışsın. Sen annenle aynı bedeni paylaştın. Aynı bedendeydiniz. Bu ne kadar büyük bir şey düşünsene. Kendi nefsinden ziyade sana sağlık olsun diye yedi içti. Hatta bazen yiyemedi.
9 ay boyunca onun bedeninde inanılmaz değişiklikler yarattın. Karnını büyüttün kızmadı. Kilo aldırdın, çatlaklar yaptın kızmadı. Hatta bazen 9 ay boyunca annenin yemesine, içmesine mani olacak şekilde yerleştin ki vücuduna dünyayla ilişkisi kesildi. Hiçbir şeyden zevk almadı ama vazgeçmedi. O acılara rağmen seni yine korudu. Anneler Allah’ın ilahi özelliğini taşımıyor mu sence? Düşünsene onca eziyet verdin sonunda doğdun. Büyüyene kadar daha nice eziyetler. Ama senden yine vazgeçmedi. Hatta sevgisi de azalmadı. Yaratıcı da böyle insanları yarattı ve son ana kadar vazgeçmeyecek sevgisinden.
Annemi çok seviyorum. Ben de anneyim. Ama annem kadar iyi bir anne miyim bilmiyorum. Ama annem yaşlandı. Onun yanına gittiğimde işleri benim yapmam gerekiyor. Gelgelelim onun yanına gittiğimde o çocuk ruhum geri geliyor ve benle ilgilenmesini istiyorum. Sen benim gözümde büyüsen de çocuk kalacaksın diyorlar ya ebeveynler. Bu karşı taraf yani çocuklar için de geçerli. Babanın hele annenin yanında tekrar çocuk oluyoruz. Ben hasta olduğumda annemi arıyorum. Bir çocuk sevdiğimde “anneeemm” diyerek seviyorum. Aslında annenin ne kadar kutsal olduğunu biliyoruz içten içe ama sevgimizi içimizde saklıyoruz.
Benim küçük bir kızım var. Tabi bana küçük her zaman da küçük kalacak. Küçükken anlamaz benim sevgimden diye düşünürdüm. Kreşe gittiği yani 4-5 yaşlarında olduğu vakitte anneler günü için etkinlik yapılırken çocuklara tek soruluk mini anket yapmışlardı. Soru şuydu: annenin en güzel özelliği nedir? Her çocuk farklı farklı cevap vermiş. Tabi öğretmen not etmiş. Tek bir kâğıda herkesin cevaplarını yazmış öğretmen ve fotokopiyle bütün öğrencilerin dosyalarına takmaları için dağıtmıştı. Onların dosyalarını da veliler olarak incelediğimiz için hepimiz bütün cevapları okuduk. Biri annem çok güzel kek yapar demiş. Biri annem beni parka götürür demiş. biri annemi çok seviyorum demiş. Benim kızım da annemle koyun koyuna yattığımızda göğsü gül kokar ben onu çok seviyorum demiş. Böyle mi güzel anlatılır bu. bu kadar mı sevgi güzel anlatılır. Ben bile ona canımın içi olduğu halde tam olarak sevgimi ifade edemedim. Ama o küçücük yürek bana gurur verdi ve daha adını bilmediğim duyguları yaşattı. Ah be miniğim keşke insanların yürekleri böyle sevgiyle hem de saf sevgiyle dolu olsaydı. Anne çocuğu olduğunda eşini unutuyorlar diyorlar evet unutuyorlar. Artık sevginin en saf halini tatmış biri senin saf olmayan karşılık beklediğin bir sevgiyi niye tercih etsin. Seni niye çocuğundan üstün görsün. Onun gibi sevdin mi bir gün bile onu. Kadın sevgiye eğilimlidir. Kim daha çok sevgi verirse ona gider. Aynı bir çiçeğin güneşi gördüğü tarafa doğru yönelir gibi yöneliriz. Anne hele Allah’ın bu kadar önem verdiği varlık? Neden bu kadar değerli görmüş. Neden mi? Allah kendi yaratıcı özelliğinden bahşetmiş kadınlara. Karşılıksız sevgiyi vermiş. Kulu ne için olursa olsun yaptığı günahların isyanların tövbeyle affeden özelliğini anneye de bahşetmiş. O da çocuğun hangi hatası olursa olsun hep affeder. Ya bir ilahi güç daha. Bu kadar inceliktir annelik.  
 Ben 2014 yılında bir araba kazası geçirdim. Araba beni sürüklemişti. Yanımda kızım yoktu annemin yanındaydı. İkisi de benim o halimi görmediler şükür ki. O karanlık sokakta ıslak yapışkan ve sadece o zaman gerçeği hissettiğim ölüm soğukluğunu hissettim. Gittim dedim ama kaderimin defterinin hala yaprakları vardı. Son sayfası değildi. Sonra hastane faslında kızımı teyzeme bırakmışlardı sonrasında herkes yanıma geldi. Baya kötü bir durumdaydım ama annemin tansiyonu çıkmasın babama bir şey olmasın diye onca ağrı bulantı ve beynimdeki sarsıntıya rağmen hiç ağlamadım hatta bir şeyim yok dedim. Ama içime inandıramadım iyi olduğumu. Ama yine de yalan söylemedim ve numara yaptım. Sonra eve geldik herkes yanıma geçmiş olsun dedi. Sonra kızımı getirdiler. Kapıdan görür görmez dünyanın bütün gözyaşları bendeymiş gibi birden ağlamaya başladım. Sarıldım, kokladım, öptüm. Kendim için değil de -bu küçücük sabi annesiz nasıl ayakta duracak, o muhteşem şefkati ona kim gösterecekti? Bensiz nasıl yapardı- diye çok ağladım. Onun da bana bir bakışı vardı ki sanki beni kaybetti ve hayatı tamamen elinden alındı gibi baktı. O bakışı asla unutamam. Ama yaşanılıyor böyle olaylar.
Peki, annesiz büyüyen çocuklar nasıldır sence? Sana söyleyeyim yarımdır yarım. O sevgi, o ilgi insanın temel yapısı bence. Öyle insanlarla arkadaşlığım mevcut. Onlardaki o eksikliği o kadar fark ediyorsun ki anlatamam. Anne olmadan önce anlamazdım bunları. Anne olduktan sonra artık ben çok değiştim.
Nerde yalnız bir çocuk görsem gözlerim dolar. Benim kızımda böyle mi olurdu diye. Hep boynu bükük geziyorlar. Hep bir tarafları eksik. Gözleri o sevgiyi arıyor, o sevgiye aç olduklarını gösteriyorlar. Allah onlara sabır ve bolca sevgi versin.
Aylar önce akşam yemeğini yerken haberlere göz atıyorduk. Bir kazada araba anne ve kızına (6 yaşında) çarpmış. Anne siper olmuş ve orda son nefesini vermiş. Kız yaralanmış ama o da yerde yatıyor. Annesini göremiyor başka yere savrulmuş. Annesinin üstünde beyaz bir örtü var. “Anne, anne neredesin? Annem nerde?” Diye soruyordu. O zor durumda acı çektiğinde annesini arıyordu doğal olarak ama bilmiyordu ki bundan sonra annesi hiç gelemeyecekti yanına. Çok ama çok üzüldüm. Yemekten kalktım çünkü iştahım kaçmış gözlerim suyla dolmuş, gözyaşım asi asi akmaya başlamıştı. Evet, küçük çocuğun kurtuluşu bir teselliydi ama çocuğun bundan sonraki hayatı artık kendisini en çok seven varlığın annesinin yokluğuyla geçecekti. Yani şımaramayacak, nazlanamayacak, sevgi bekleyemeyecekti. Benim de kızım böyle kalacaktı, yalnız. En çok bu duruma üzüldüm. Hiçbir çocuk annesiz büyümesin istiyorum.
Anneni baş tacı yapamazsın belki ama kalbini kırma. Arada da gönlünü edecek hoş küçük sürprizler yap. Emin ol annen bunun için bile dua edecek sana. Anne duası olmasa bu dünya bize cehennem olurdu. Kendinden daha çok çocuklarına duayı en içten dilekleriyle eder. İlahi varlık işte. Fedakârlığın vücut bulmuş hali anne.

Gün gelir varlığında fark edemediğin değerini yokluğunda canın acıya acıya anlarsın.
Annecim seni çok seviyorum. İyi ki varsın. İyi ki anneler ve şefkatleri var yoksa bu dünya yaşanılacak yer değil.

1

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli