Sepken
Sepken
Yetemiyorum yaşama
İçimi dinliyorum
Ama dinletemiyorum ya
Bir adım atıyorum, bini kalıyor
Günümü yaşayamadıklarım çalıyor
Ayakkabılarım döküntü
Topuklarım acıdan geçilmiyor
Yürümek işkence;
Düşündürüyor
Kefen gibi gece siyah
Gözlerimi diktiğim, kayıp
Unutup hatırlayıp şevklenmelerim
İlerleyince adım adım
Kayboluştayım
Gölgesi kendinden yakışıklı binaların sepkeninde
Taşlarınkinden soğuk ellerimde,
Mürekkep yemiş kağıtlar
Hatırladıkları bir ölümü olanlar,
Makus kader; yaşayanlar
Çırıl çıplak ayakları birbiri ütünde
Duysun beni,
Çöplerde kalmış ekmeklerin nasiplileri;
Yaşamak arta kalmış
Bir parça çürükte vazgeçilmişler
Bura son, yol bitiyor
Yaşamı yaşam çürütüyor
Asil rengine dikilir düşünce dünyam
Düşünce ona kaybolurum
Düşmeyince zayi
Yük çektim katırlarca
Ne verdi ki bana, kamburumdan başka sahi
Eski bir şiirde
“Yalnızlar yaşamaz yaşatır” demişim
Kavuşmak da yaşatmazmış
Hatta kavuşmakta ölüm de varmış
15.08.22
Antalya
4
Ben kendi kastımı size izah edeyim. Yalnızlar içlerinde bir kişi yaşatırlar ve bunu yaşarken de kendileri yaşayamazlar. Kavuşmuş olduklarını varsayarsak eğer. Doyum ve sonrasında yavaşça gelen bir ölüm başlar. Ben böylesine bir hissi ve dünyayı yansıtmak istemiştim cümlelerimde.