-Sen ve Ben? Ama…

-Ama ile başlayacak bütün cümlelerinin devamını biliyorum.

-O zaman?

-O zaman öykümü dinle.”

 Özgür Soylu hikayeye böyle başlıyor. Hüzün Kaldı Geriye...

Kitapta devrimci bir gencin, Deniz’in hapiste geçirdiği günler ve Birsen’e olan aşkı anlatılıyor. Deniz ideolojisi için mücadele veren, darmadağınık bir hayat süren, köklü bağlar kuramayan, adressiz, her an kaybolan, ölümle burun buruna yaşayan bir idealist. Bıçak sırtında, dışarıdaki hayatı sevdasını ifade etmesine izin vermez. Hapse düşer, düzenli bir hayatı ve adresi vardır artık. Birsen’e olan sevgisini içerden yazdığı mektupla dile getirir. Birsen, geleneksel dünya görüşüne sahip, kafasında çelişkileri olan, Deniz’e hayran bir genç kız. Görüş günlerinde birbirlerini gördükleri, gerisini hayal ettikleri bir sevda onların ki...

Öyküde, bir kadın ve bir erkek penceresinden, yaşanan duyguları samimi bir dille okuyorsunuz. Kitabı okurken hiç sıkılmadım. Sürükleyici. Çok önemli dersler çıkarılıyor. Öyküyü okuduğunuz takdirde göreceksiniz, memleketimizde yaşanan olaylar tarihimizi oluşturuyor. O dönemde yaşanan ideoloji ve geleneksel görüşün çarpışmasının sonuçları, insanların hayatlarına, sevdiklerine etkileri olumsuz olmuştur. Günümüz olaylarına ve insanlarına benzerlik göstermemesini, insanlara katkı sağlamasını, hayatın ve düşüncelerin değişmesi gerektiğine inanıyorum.

Özgür Soylu betimlemelere de yer vermiş, anlatımları o kadar içten ki bazen kendini olayların içinde hissediyorsun. Sanki o olayı siz yaşamışsınız gibi üzülüyor veya seviniyorsunuz. Bu kitabı okuyun. Hayatınızdan çok şey bulacaksınız.

Kitabın ana fikri; insanlar ne durumda olursa olsun yardım edilmeli ve korunmalıdır.