My World @Sedii

HELLEN KELLER

    Helen Keller, Amerika’nın Alabama Eyaletinde dünyaya gelen kör, sağır, dilsiz bir kadındır. Çok zorlu bir yaşam mücadelesi veren Keller yaşamı boyunca asla pes etmemiş ve geriye örnek alınabilecek bir yaşam öyküsü bırakmıştır. Hadi gelin Helen Keller’ ı daha yakından tanıyalım.

      Keller 1880 yılında doğmuştur. Doğduğu zaman hiçbir sağlık problemi yokmuş ama 19 aylıkken birkaç gün devam eden yüksek ateşli bir hastalık geçirmişti. Bu hastalıktan dolayı görme, duyma ve işitme yetilerini kaybetmişti. İşte tam da bu noktada Helen’inin yaşam savaşı başlamış oldu. Bu hastalık yüzünden hem Kellen hem de ailesi bir boşluğa düştü. Helen çocukken kendisinin diğer insanlar gibi olmadığının farkındaydı ama o hiç vazgeçmeden dünyayı ve dünyasını keşfetmeye devam etti. Birçok şeyi taklit ederek öğrendi. Helen’ nin ailesi artık kızlarının eğitimi konusunda yetersiz kaldıklarını düşünüyorlar ve kızlarının daha iyi bir eğitim almalarını istiyorlardır. Çok detaylı bir araştırma yaptıktan sonra kızları için iyi bir öğretmen bulmuşlardı. İşte tam da bu öğretmen Keller’ in yaşamının başka bir dönüm noktasıdır. Bu öğretmen; 20 yaşında sabırlı, sevgi dolu, merhametli, zeki bir genç kadın olan Anne Sullivan idi. Anne az görme yetisine sahip Perkin Körler okulundan mezun olan, onu en iyi anlayabilecek nadir insanlardan biriydi.

   Helen ‘ in gelişimi için çalışmalara vakit kaybetmeden başlamakla kalmayıp ilerleme de kaydetmişlerdi. Helen hırçın bir çocuktu, kendini ifade etmek için bağırır, vurur, kırardı. Öncelikle bu sorunu halletmişlerdi. Daha sonra ailesinin çok korumacı olmasından rahatsızlık duyan Sullivan, Helen ile ayrı eve taşındılar. Bu durum onların birbirlerini daha yakından tanımasına hatta birbirlerine yol arkadaşlığı yapmalarına bile sebebiyet verdi. Sullivan sağırlar için geliştirilen işaret dilini Helen’ e öğretti ve Helen ilk günde 30 sözcük öğrenmeye başarmıştı. Sullivan üstün sabrı, gayreti ve hırsıyla imkansız gibi duran durumu Helen ile başarmışlardı, Helen çok az da olsa artık konuşabilmekteydi. İlerleyen süreçte Helen’ in daha resmi bir eğitimi almasını isteyen Anne, Perkin Körler Enstitüsüne başvuru yaparak Helen’in eğitimi başlatmıştır. Okulda eğitim almış olsa bile Sullivan onu hiç yalnız bırakmayarak her zaman destek oldu. Daha sonra Wright Humason sağırlar okula oradan da Radcliffe Koleji’ ne Harvard Üniversitesine gitti. 1924 yılında ilk sağır ve dilsiz kişi olarak okulundan mezun oldu.

     Daha okul sıralarındayken kendi hayatını anlatan bir kitap yazan ve kitabı büyük ilgi görüp birçok dile çevrilen Helen, kitap satışından kazandığı parayla kendine bir ev satın aldı. Helen dünyadaki olan bütün olaylara hakimdi. Eşitliği, adaleti, kadın haklarının, engellilerin haklarının büyük destekçisi oldu. Kör ve sağır kişilerin daha iyi yaşam sürmeleri için bazı kuruluşlara maddi ve manevi destekler sağladı. Birçok ülke tarafından davet edilerek yaşam öyküsünü anlatılması istenmiştir hatta ona çalışmalarından dolayı madalya bile verilmiştir.

       Helen’ in hayatı birçok filme ve kitaba konu oldu. Herkes tarafından imkânsız görülen şeyleri azmiyle, hırsıyla, sabrıyla ve çok çalışmasıyla üstesinden gelmeyi başardı. Hepimiz tarafından örnek alınabilecek bir hayatı yolculuğu oldu ve dünyaya bir iz bıraktı. Bu yazımı Helen Keller’ in bir sözüyle bitirmek istiyorum. ‘’ Karamsar bir insan, ne yıldızların sırlarını keşfedebilir, ne bilinmeyen topraklara seyahat edebilir, ne de insan ruhuna yeni ufuklar açabilir…’’

1

Henüz hiç yorum yapılmamış.