ugurr @ugurr_296
Vakit akşam üzeri, yani doğuda çoktan döşekler serildi, batıda hala ışık yılı mesafedeki evlere dönüş çilesi.. Memur Bey'imizin mütevazi evinde bir tatlı heyecan var. Ev kira elbette, bu devirde bir memurun ev alabilmesi hayatında bir kere yaşayacağı bir 'zafer'dir zira. Neyse, biz evi gezelim dilerseniz; duvarlar düz beyaz renginde iki oda, bir diğer odanın tavanı cırtlak yeşil (çocuklar öyle diyor) ki sırf bu yeşil tavandan ötürü çocuk odası yapılmış, mutfak tıkıș tıkıș eşya dolu, ama zenginlik emaresi değil bu, bilakis metrekare cimriliği! Lavabolar ve yatak odasından hiç bahsetmeyelim, yirmi yıl öncesinin orta sınıf zümresinin ev yaşamı hala sürüyor. Ve Memur'un mütevazi ailesi için mutluluk duvar ve eşya ile azalıp çoğalan bir şey olmadığı için evlerini seviyorlar. Derken, evin annesi kolları sıvalı, elinde bir tahta kaşık, mutfaktan sesleniyor, hazırlıklar tamam! Kemal Bey'leri misafir edecek olmanın tatlılığı var yüzünde, öyledir Anadolu insanında, anneler misafir ağırlamak için heyecanla hazırlık yaparken yüzlerinde bir tatlılık olur. Yanakları al al olur, elleri bembeyaz.. Peri masalı değilse de bütün dilekler yerine gelir nihayetinde. Ne de olsa onlar Anadolu'nun kadınları. Yazar burada, görece batıya yüzünü dönmüş ve batıdan medeniyet ilhamları almaya talip okurlarını incitmek istememiștir, niyeti ne doğuyu yüceltmek ve ne de batıyı küçük görmek değildir. Yalnızca bir tasviri akla yakınlaștırmak istemektedir. Aynen kıvırcık saçlı ressamın düşüncelerini tuvale dökerek gösterdiği gibi. Söylesene ey okur, söylesene a cancağızım! Bu coğrafyada Anadolu insanından beslenip kalemini parlatmamıș bir yazar var mıdır? Sanmam. O halde izninle sevgili okur, yazar bu bereketli coğrafyanın havasını tâ ciğerlerine çekmek istiyor. Yandı!!!!! Mutfaktan gelen bu ses, evin şirin çocuğunu korkutmakla kalmadı, tam da zile uzanmış tombul elleriyle kapıya gelen Kemal Bey'i de gülümsetti. Ne mi yandı? Ah sevgili okur, yazar şimdi markete gidiyor, yazarın evinde de bir Anadolu kadını var, ve o marketten bir şey istediğinde değil yazmak, vallahi gökten vahiy inse yine kalkıp gidilir o markete! Müsaadenizle, bir koşu gidip gelicem, merak etmeyiniz efenim, geç kalmam. Ne de olsa Kemal Bey'i kapıda ağaç etmemek lazım değil mi?