Talih, kuş da olsa kör de olsa insana uğradı mı, hayatını bütünüyle değiştirir. Bu biraz da kore atalarının söylediği bir söze benzer; ister bir kaya ol ister bir kum tanesi, suya düştüğünde aynı şekilde batarsın! İşte, bizim kum tanesi Memur, suya düşmüş, kör talihe uğramıştı. Müteahhite tüm emeklilik ikramiyesini verdi ve dönüp evine uçar adım gitti. Yanılgıların büyüğü, güneşli havada yağan yağmurdur. Müteahhidin kendisine ev yapacağını sanan Memur, bu kadar güneşli bir gündüzde elbette koşacak, uçacak, atlayacak ve zıplayacaktı. Yaşı bunları yapmasına müsaade etmesede, yüreğinde yaşayacaktı mutluluğunu. Ne de olsa otuz yıl hayal ettiği, 'ev sahibi' olmayı, bir titrin gibi yakasına takma vakti gelmişti. Müteahhitin yağlı ballı anlatımıyla on iki ayda anahtar teslim edilecek, güneye bakan üçüncü katta, şirin mi şirin, dost kıskandırır düşman çatlatır bir evi olacaktı. Lakin olmadı. Müteahhit kaçtı. Telefonlarını kapattı. Kemal Bey'in de iki gün önce bilinmeyen bir yere taşındığı anlașıldı. Müteahhitin, böyle daha nice insanın parasını aldığı ortaya çıktı! Yıllar sonra Elazığ'ı deprem vurdu. Ama insanları en çok, müteahhitler öldürdü!!

SON ***