MEKONG
MEKONG
Tay ve Laos dillerinde “Mae Nam Khong” sözcüklerinden türetilen ismi bu anlama geliyormuş. Mae; ana, Nam; su demekmiş. Khong ise Sanskritçe Ganga yani Ganj’dan, Hindistan’dan aşina olduğumuz Ganj Nehri’nden geliyor. Tibet Platosundan, Himalaya Dağları’nın doğusundan, beşbin küsur metrelik bir yükseklikten yola çıkan nehir Çin’in Yunnan eyaletinden, Myanmar, Laos, Tayland, Kamboçya ve Vietnam’dan geçerek, Güney Çin Denizi’ne dökülüyor. 4350 km uzunluğundaki Mekong 6 ülkeyi aşarak denize dökülmeden önce Kamboçya ve Vietnam’da birçok kola ayrılıyor, dev bir delta oluşturuyor.
Mekong’u görmeyen Asya’yı gördüm demesin. Tüm alçak gönüllülüğü, içtenliği ve sefaletiyle Asya işte burada. Kalabalık şehirler, geniş pirinç tarlaları, sarı renkli nehir, bu nehirde yüzen köyler ve kasabalar, yüzen çarşılar ve nehirle bütünleşmiş bir hayat süren Mekong’un çocukları.
795000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Mekong Havzası’nda yaşayan yaklaşık 60 milyon insan için Mekong sütünü esirgemeyen cömert bir ana. Nehir Ana onlara ekmek veriyor, iş aş veriyor. Kucağında yetişen balıkları, üzerindeki hidroelektrik santralları ile enerjisini, pirinç tarlaları için sularını veriyor. Onlar bu nehrin çocukları, nehir onların anası…
HO CHI MINH
Hafızamda silinmeyen izler bırakacak Mekong gezisi için İstanbul’dan THY ile direk Ho Chi Minh’e (eski adı ile Saigon) uçtuk. Oniki saatlik uzun bir uçuş sonrası vardığımız Ho Chi Minh Tan Son Nhat havaalanından otele giderken dikkatimizi çeken ilk şey inanılmaz sayıdaki motosikletliler oldu. Adını Vietnam bağımsızlık hareketinin lideri Ho Chi Minh’den alan Vietnam’ın en büyük şehrinin nüfusu sekiz milyonken trafiğe kayıtlı motosiklet sayısı dört milyonmuş.
Ertesi gün Ho Chi Minh’de yaptığımız şehir turundan sonra efsanevi Cu Chi tünellerini görmek üzere yola çıktık. Şehirden yetmiş kilometre mesafede bulunan Cu Chi tünelleri ABD ile yapılan savaş sırasında Viet Kong gerillaları tarafından kazılmış. Yaklaşık olarak 200 km uzunluğundaki tüneller oldukça dar. Bir insanın buraya sığabileceğine inanmak güç Ama bu tünellerde yaşama alanları, mutfak, depo, hatta hastane gibi bölümler var. Burayı görünce direnişçilerin çok zor koşullarda bu daracık tünellerdeki yaşamlarına ve ilkel yöntemlerle verdikleri mücadeleye saygı duymamak mümkün değil.
Ho Chi Minh’de geçirdiğimiz iki günden sonra limana gelerek yedi gün sürecek nehir yolculuğunu yapacağımız gemi TOUM TIOU 2’ye yerleşiyoruz. Akşama doğru Kaptan ve mürettebat ile tanışma kokteylinin ardından güvertede içkilerimizi yudumlarken gemi hareket ediyor.
Henüz hiç yorum yapılmamış.