KüçükKaraBalık @KucukKaraBalik_2245

Erdoğan asla kazanamaz.

Temel sorun ekonomi. Ülkenin her tarafını etkileyen bir ekonomik kriz mevcut. Her kesimi eşit bir şekilde etkilemese de herkes krizin kendilerinde yarattığı zararı kapatacak politikalar ve çözümler görmek istiyor.

Ben 20 yaşındayım. En kötü ihtimalle hayatımın son 10 yılındaki bayramları hatırlıyorumdur. Arife günlerinde haberlerde mutlaka İstanbul'dan memleketlerine gidenlerin büyük trafiklere sebep olduğunu görürdüm. Bayramda da İstanbul boş olurdu, taksiciler trafik olmadığı için rahatlardı. Bu bayram böyle olmadı. Bayramın ilk gününde tramvaydan dışarı bakarken gördüğüm otobandaki trafik beni çok şaşırttı. Aklıma gelen ise, acaba kimse memleketine gidemedi mi bu bayram, demek oldu. Bu Ramazan'da da fark ettim ki eğer iftar için sıcak 5 pide almak istersem 50 lira ödemek zorundaydım. Dershaneye giderken yürüdüğüm yolda gördüğüm her konteyneri karıştıran bir kişi mutlaka oluyor. Bu kişiler kimi zaman genç, kimi zaman çocuk, kimi zaman da yaşlı bir kadın. Belki 10-12 yaşlarında bir çocuk gördüm ardında kağıt kartonu doldurduğu arabayı zar zor çekerken okuldan dönen yaşıtları onun yanından geçiyordu.

Herkes bu sorunları görüyor ve hissediyor. Bütün insanlarda büyük bir stres var. Toplum olarak bir buhran içindeyiz. İnsanlar sinirli, ne yapacağını bilemiyor. Bir iktidar yanlısı bir insanın bile bu dediklerimi inkar etmektense "bu günler de geçer" diyerek teselli vermekten başka aklına bir şey gelmiyor. Ülkede gerçekten sorun var. Muhafazakarların çoğu sorunlara dayanıklı olduğunu gösterse de iç huzursuzluk herkesde mevcut. Bu huzurluk sürekli aşırı davranışlar ile dışarı atılmaya çalışılıyor. Erdoğan'ı destekleyenler Erdoğan'ı desteklemeye devam etmek için her geçen gün daha fazla zorlanıyor ve yoruluyorlar.

Erdoğan asla bu sorunları çözeceğini söylemedi. Bu sorunların olduğunu bile kabul etmiyor. Sorun olmadığını söyleyerek çözüm üretmenin de gerek olmadığını söylüyor. Ama insanlar çözüm bekliyor. Erdoğan artık halkın adamı olmayı bıraktı. Artık kendisini halkına hizmetkar görmüyor, halkını kendisine sadık görüyor. Üretilen savaş gemisini, elektrikli arabayı, insansız uçaklarının başarısını kendine mal ederek güç gösteri yapıyor. Tek söylediği: "Ben harikayım, o yüzden bana oy verin." Seçim kampanyasında bile toplumun hiçbir sorununa net bir çözüm sunmuyor. "Türkiye Yüzyılı" deniyor. O kadar. Anlaşılan Erdoğan sadece tek başına seçime giriyor. Ona oy verenlerin Erdoğan'dan başka nedeni olmamasını istiyor. Kendisine oy verecekleri çaresiz görüyor, en azından Erdoğan'dan başka çarelerinin olmadığını.

İşte bu yanılgısı ona seçimi kaybettirecek. Kendisini olduğundan daha güçlü görüyor. En iyi zamanında bile oyların sadece %52'sini alabilmiş biri olduğunu unutuyor. Bu ülkenin büyük bir kısmı kendisini en başından beri desteklemiyor. Erdoğan vaatlerle başa gelebildi ve vaatleri uyguladığı için iktidarda kalabildi. Ve yalnız değildi, arkasında Akp gibi büyük bir parti vardı, yol arkadaşları vardı. Kendisini iktidarda tutan yol arkadaşları vardı. Ancak yıllar geçtikçe gücün verdiği körlükle bütün başarısını kendinden bilmeye başladı. Kendisini gittikçe daha da yenilmez görmeye başladı. Artık yanındaki insanları kendisine bir engel olarak görüyordu. Etrafında ona akıl veren insanlar görmektense onun emirlerini uygulayan insanlar görmek istedi. Yol arkadaşları ondan gittikçe uzaklaşmaya başladı. Hatta kimi yol arkadaşları onu koltuktan indirmeye çalıştı. Erdoğan bu çabalardan güçlü çıkmayı başarınca egosunu durdurabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Tüm yetkileri kendisinde toplamak istedi. Ve bunu da başardı. 2018 geldi ve artık tüm güç ondaydı.

Ancak ne oldu sonra? Etrafındaki herkesden kurtulmuştu ve artık her şeyi kendisi yapmak zorundaydı. Başaramadı. O günden beri her şey daha da kötüye gitti. Artık ne yapacağını öngörmek imkansız hale gelmişti çünkü kendisi bile sadece egosunun perdelediği gözlerle yönüne karar vermeye çalışıyordu. Artık daha öfkeliydi. Anlamlandırması imkansız hareketler yapıyordu. Kendi seçmeni bile rahatsız olmaya başladı. Erdoğan hala daha fazla güç istiyordu ancak yaptığı her şey onun elini daha da güçsüzleştiriyordu. Etrafında kalan dalkavuklar ise sadece kendisine iyi görünme derdindeydi. Erdoğan yalnızdı. Yanında sadece egosu vardı.

İşte bu yüzden Erdoğan kaybedecek diyorum. Hiç kimseyi arkasına almadan seçimi kazanması imkansız. Bu seçim sadece Erdoğan'ın kaybı olmayacaktır, Kılıçdaroğlu'nun da zaferi olacaktır. Kılıçdaroğlu çok farklı kesimden insanları bir araya getirerek iktidarın yıllar boyunca inşa ettiği kutuplaşmaya başkaldırıyor. Sorunları görüyor ve bu sorunlara çözümler sunuyor. Kılıçdaroğlu karizmasına ve meydanlardaki hitabet yeteneğine güvenerek yola çıkmıyor, aklın ve sağduyunun temsilcisi rolüne bürünerek kendini insanlara gösteriyor.

Kılıçdaroğlu'nun zaferini demokrasi tarihinde bizi ileri götürecek bir basamak olarak görüyorum. Halktan kopuk ve kendini beğenmiş birisindense aklın ve bilimin yolumuzu aydınlatmaya yeteceğini göstereceğine inanıyorum.

Evet, sıradan bir vatandaş olarak olarak Kılıçdaroğlu'na inanıyorum. Ancak biliyorum ki bu ülkeyi güzel günlere taşıyacak olan liderler olmayacaktır. Dünya herkes için güzel bir yer olacaksa bu ancak bugünden bu hayale inanmış insanlar tarafından inşa edilebilir. Bilmiyorum ben de gelecekte nasıl bir Türkiye ve Dünya'da yaşarız, ama inanmam gerekli güzel günlerin geleceğine. İnanmam gerekli çünkü güzel günlerin gelmesinin tek yolu bu.

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli