Murat KAYA @Murat_KAYA_1961

Zaman da Yolculuk 2. bölüm

Merhaba Değerli dostlarım ve arkadaşlarım bu gün sizlere Zaman da Yolculuk etmekten bahsedeceğim. Makalemin 2. Bölümünü yazdım ve sizler ile paylaşıyorum. İnşallah sizlerde keyif alarak okursunuz.


Evrenin bütününe yayılmış esnek zaman dokusu üzerinde farklı zaman dilimleri ve mekanların içinde bağımsız hareket etmeyi sağlayan kadim bir ilim mevcut. Bu kutsal ilimi öğrenmeyi ve onu hakkıyla kullanmayı gönülden istemek gerekiyor.


Alemlerin Rabbi tarafından seçilmiş olan Ademoğluna ilahi bir elin verilmesi gibi ilim o kişiye sunulduğunda çok güzel bir elbise gibi üzerine tam oturmuş olması ve gerektiğinde yeteneğini kullanması bile büyük sorumluluk gerektiren bu ilmin adı Ladun İlmidir. 


Ladun ilmini öğrenmek ve yeteneklerini kazanmak çok zor ve sabırlı olmayı ister. Bu ilim keskin bir bıcak gibidir. Secilmiş olan kişi benliğine yüklediği bilgiyi yüreğinde hakkıyla taşıyamazsa önce akıl sağlığını kaybeder. Sıradan bir gözün görmediği şeyleri görebilmek 

ve bu dünyadaki tüm mahlukatın sesini işitebilmek ve de bir çok şeyi bilmektir. 


Bu ilmin gerçek sahipleri dünya malına, mülküne, makamına, şan ve şöhretine hiç değer vermedikleri için mütevazi bir hayat sürerler. Biz sıradan insanlar onlara Evliya, Derviş, Hızır, Aziz gibi güzel isimlerle onların yaşadığı ibretlik hikayelerini okuruz. 


Peki ya zamanda yolculuk yapılabilir mi? 


2) Ladun İlmi : Bu kadim ilimle farklı zaman ve mekanlar arasında yolculuk yapılabilmektedir. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim in diliyle böyle bir zaman yolculuğunun yapılabildiğini (Kehf Suresi, 60 - 82) Hz. Musa A.S ve Hz. Hızır A.S kıssası. Ademoğluna anlatılmaktadır. 


“Bir vakit Musa yanındaki gence demişti ki:” 60 ayet 


Hz. Musa A.S yanında genç bir yol arkadaşı olduğunu aralarında samimi bir gönül bağı olduğunu anlıyoruz. 


“İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim.”Ayetteki Mecmau’l-Bahreyn, iki denizin birleştiği yer anlamındadır. Bundan murat, onlara nisbetle doğu tarafındaki bir denizleridir. Hz. Musa’nın Hızır’la orada buluşacağı bildirilmişti.


Denildi ki: İki denizden murat Hz. Musa ve Hz. Hızır’dır. Çünkü Hz. Musa zâhir ilimlerinde bir deniz, Hz. Hızır da bâtın ilimlerinde bir deniz gibi idi.


“Yahut senelerce gideceğim.”


Burada Hz. Musa A.S Hz. Hızır A.S ile buluşacağı noktaya senelerce gidilecek kadar uzak bir mesafe olduğundan bahsediyor. 


Derken iki denizin birleştiği yere vardıklarında balığı unuttular.” 61. ayet Bundan murat, Mecmau’l- Bahreyndir. Hz. Musa, balığa dikkat etmeyi, halini bilmeyi unuttu. Hz. Yuşa da Hz. Musa’ya balığın canlandığını ve denize düştüğünü hatırlatmayı unuttu. 


Rivayete göre, Hz. Musa uykuda iken sepetteki o kızartılmış balık O’nun veya Hz. Hızır’ın bir mu’cizesi olarak canlandı ve denize sıçradı.


Denildi ki: Hz. Yuşa “Hayat Pınarından” abdest aldı. Bu sudan bir miktarı ölü balığa değdi, bununla canlandı ve suya sıçradı.


Denildi ki: Hz. Musa ve Yuşa, balığın haline ve Hz. Hızırla baluşmalarına alâmet olan duruma bakmayı unuttular.


"Balık ise denizde yolunu bulup kaybolmuştu.”


Denildi ki: Allah suyun balık üzerine akışını tuttu; su onun üzerinde örtü gibi oldu.


Belki de burada bize anlatılan balık tasfirini gökyüzündeki bir burç olarak da algılanabilir. Yani buluşma noktası balık burcu zaman ve mekan kesişmesi gerçekleşecekti. Hz. Yuşa A.S ile Hz. Hızır A.S buluşacakları noktayı unuttular. 


“Orayı geçtikleri zaman, genç arkadaşına dedi:” 62. ayet 


Mecmau’l- Bahreyni geçince, yol arkadaşına şöyle dedi:


“Öğle yemeğimizi getir.”


“Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk.”


Denildi ki: Buluşma yerini geçinceye kadar, hiç yorgunluk hissetmemişti. Orayı geçmesinden sonra gece boyunca ve diğer gün öğleye kadar yol aldılar. O zaman Hz. Musaya açlık ve yorgunluk arız oldu.


Denildi ki: Hz. Musa bundan başka bir seferde yorgunluk duymadı. “Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk” demesi, bunu teyid eder.


Burada buluşma noktasında epey bir mesafe aştıklarını ve yorulduklarını anlıyoruz.


“Gördün mü? dedi. Kayanın orda dinlendiğimiz vakit doğrusu ben balığı unutmuşum.” 63. ayet 


Buradaki kayadan murat, Hz. Musa’nın yanında uyuduğu kayadır.


“Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu.”


Hz. Yuşa’nın bu ifadesi, şeytanın vesveseleriyle kendisini meşgul edip unutturmasını söyleyerek mazeret beyan etmektir. Hâlbuki böyle hayret verici bir durum, unutulacak bir şey değildir. Lakin Hz. Musa ile olan beraberliğinde böyle şeyleri görmeye alıştığı için, buna çok da önem vermedi.


Belki de apaçık ayetleri görmenin sonucu olarak, kendini tümüyle ibret almaya vermesi ve bütün benliğiyle Cenab-ı Hakka yönelmesi sebebiyle, bunu söylemeyi unuttu. Bunu şeytana nisbet etmesi ise, nefsini terbiye için olabilir.


Veya kuvvetinin her iki tarafı aynı anda kaldıramaması, bunlardan biriyle meşgul olmak zorunda kalması bir noksanlık olmasından böyle demiştir.


“Balık, denizde garip bir yol tutup gitmişti.”


Bu ifade, Hz. Yuşanın kelamının son kısmı da olabilir.


“(Musa) dedi: İşte aradığımız o idi.” 64. ayet 


Balığın bu durumu, isteğimize ulaştığımızın bir emaresidir.


“Bunun üzerine izleri üzere geriye döndüler.”


Gerisin geriye döndüler, o kayanın yanına vardılar.


Benim anladığım şey Hz. Musa A.S ile Hz. Yuşa A.S Hz. Hızır A.S ile buluşacakları mekansal zaman noktasına tam olarak bulabilmek için arkalarında çok özel bir iz bıraktıklarını ve izleri takip ederek o yere tekrar geldiklerine inanıyorum.  


“Nihayet kullarımızdan bir kul buldular.” 65. ayet


Eski âlimlere göre bahsi geçen zât Hz. Hızır A.S dır. Elyesa veya İlyas olduğunu söyleyenler de vardır. 


“Biz ona katımızdan bir rahmet verdik.”


Ayetteki rahmetten murat, vahiy ve nübüvvettir.


“Ve tarafımızdan bir ilim öğrettik.”


Ve O’na bize has ve ancak tevfik ve inayetimizle bilinen bir ilim öğrettik. Bu ilim, gaybî şeyleri bilme ilmidir. (Ledun İlmi)


“Musa ona:“Doğru yola sevk edici olarak sana öğretilenden bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?” dedi.” 66. ayet 


Din meselelerinde bilinmesi şart meselelerden olmadıktan sonra, Hz. Musanın başkasından bir şeyler öğrenmesi O’nun peygamberlik ve şeriat sahibi olmasına aykırı değildir.


Çünkü peygamberin dinin usulü ve fıkıh ilmini gönderilmiş olduğu kimselerden daha bilgili olması gerekir. Ama her ilimde onlardan daha bilgili olması lazım değildir.[2>


Hz. Musa, Hz. Hızır’a tâbi olmayı isterken tevazu ve edebe son derece riayet etti. Kendisinin o noktada cehaletini bildirdi ve tâbi olmak için izin istedi. Ondan, kendisini irşad etmesini ve Allahın Ona bildirdiklerinden bir kısmını kendisine öğretmek sûretiyle lütufta bulunmasını talep etti.


Dedi ki: “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin.” 67. ayet 


Hz. Hızır, çok cihetlerle te’kidler yaparak, Hz. Musanın kendisiyle beraberliğe sabredemeyeceğini söyledi. Bu beraberliği, olmayacak bir şey gibi nazara verdi. Bunun sebebini de şöyle anlattı:


“İç yüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?” 68. ayet


Yani, benim öyle işlerimi göreceksin ki, bunların dış görünüşü din ve akla aykırı gibidir. Bunların içini ise bilmemektesin. Bir peygamber olarak bunlara nasıl sebredeceksin?


“(Musa) dedi: İnşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim.” 69. ayet


Hz. Musa’nın sabrını ve karşı gelmemesini “inşaallah” diyerek Allahın dilemesine bağlaması,


-Ya teyemmün içindir.[3> Unutarak vaadini yerine getirememesi, O’nun ismetine zarar vermez.


-Veya işin zorluğunu bildiğinden böyle demiştir. Çünkü fesadı görmek ve alışılmışın hilafına sabretmek çok zordur. Bunda, kulların fiillerinin Allahın meşietiyle/ dilemesiyle meydana geldiğine bir delil vardır.


 “(Hızır)dedi ki: O halde bana tabi olacaksan; ben sana anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!” 70. ayet


Eğer bana uyarsan, yadırgadığın ve sıhhat cihetini bilmediğin bir şey benden gördüğünde, ondan sormak suretiyle bana muhalefet etme!


Bundan sonraki ayetlerde Hz. Hızır A.S ile Hz. Musa nın yolculuk serüvenine Kuran-ı Kerim in diliyle okuyarak şahit oluyoruz. 


Bu yazdığım "Peki ya zamanda yolculuk yapılabilir mi?" 2. Bölümdümü okudunuz. Bilin ki sizin duygu ve düşüncelerinize daima saygı duyarım. Olumlu ve olumsuz eleştirilerinize daima açığım. 

3

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli