Elon Musk Güney Afrika’da doğmuş, hayatında verdiği mücadeleler sonucunda hayalini kurduğu gibi Amerika’ya taşınmış ve şu an kendi alanında dünyanın en önde gelen firmalarının sahibi olan bir girişimci. Kendisi aslında bu noktaya yazılım dünyasından gelsede onu Steve Jobs ve ya Bill Gates gibi karakterlerden ayıran bir özelliği var. Elon Musk internet işlerinden kazandığı parayı tekrar internet işlerine yatırmadı. Yani söylenen tabiri ile “.com” milyarderi olmasına rağmen parasını roket inşa edip uzaya insan görmeyi amaçlayan ve daha önce eşi benzeri yapılmamış elektrikli araba üretmeyi planlayan firmalara yatırım yaptı ve bunu yapıp başarılı olan ilk insan. Milyarderler genellik başarılı oldukları alanın dışına ya yatırım yapmıyor yada yapıp iflas ediyor. Peki Elon Musk’ın sahip olduğu bu motivasyonun arkasında ne vardı?

Eğer Musk’ın hayatını anlatan “Elon Musk Tesla, Spacex ve Muhteşem Geleceğin Peşinde” tek biyografi kitabını okumadıysanız, kitabı incelediğim yazıma bir göz atmanızı tavsiye ederim. 

Kitapta anlatıldığı üzere Elon zor bir çocukluk dönemi geçiriyor. Babasının oldukça problemli olduğunu o küçük yaştayken ebeveynlerinin boşandığını öğreniyoruz. Buna ek olarak Elon okulda da arkadaş edinmekte oldukça zorlanıyor. Bunların sonucunda kendisini kitaplara veriyor ve günde yaklaşık 10 saat kadar kitap okuyor. Hatta öyle ki annesi kimi zaman çarşıda gezerken Elon’u bir anlık kaybettiklerini, daha sonra onu bir kitapçıda veya kütüphanede yere oturmuş kitap okurken bulduklarını söylüyor. 

Hatta daha liseye gelmeden kendi okulundaki kütüphaneyi ve komşu okuldaki bütün kütüphaneyi bitiriyor, daha sonra ise kütüphanecilerle pazarlığa girip onları yeni kitap getirmeye ikna ediyor. 9 yaşında bütün bir Britannica ansiklopedi serisini bitirmiş. Şimdi ki arkadaşlar bilmez ama bizim çocukluğumuzda evlerde set set ansiklopediler olurdu, gazeteler kuponla ansiklopedi dağıtırdı. 

Çocukken ağırlıklı olarak bilimkurgu okuyan Elon, lisedeyken plastik şişelerden roket yapan inek bir çocuk olarak tanımlanıyor arkadaş çevresinde. Hatta annesi dahi onun tam bir inek (ingilizce tabirle “nerd”) olduğunu söylüyor. Musk ise sadece okuyor, haftada iki kitap bitiriyor.

Bütün bu dünyanın içine birde lisede bir sürü zorbalıkla karşılaşıyor. Lisede bir kaç kez nedensiz yere dayak yiyor hatta bunlardan biri dolayısı ile bir dönem okula gidemiyor.

Bütün bu zorluklar öyle bir insan çıkarıyor ki, artık sadece Güney Afrika’dan çıkıp gitmeyi düşünüyor. Öncelikle Kanada’ya bir şekilde gitmenin yolunu arıyor, orada kalacak bir yer dahi düşünmeden ilk fırsatta çıkıp gidiyor. 

Okuduğu bilimkurgu kitapları onun aklında hep yer ediniyor. Bir gün uzaya roket fırlatmanın hayali hep içinde, .com milyarderi olduğu anda ilk amacı bunu gerçekleştirmek için bütün servetini ortaya dökmek oluyor. 

Peki iş hayatına girdi diye okumaya son mu veriyor? Hayır, aksine SpaceX’i kurmadan önce roket teknolojisi ile ilgili bulduğu en iyi kitapları okuyor. Kendisinin okunmasını önerdiği kitaplar arasında yer alan iki kitap bu konu ile ilgili.

İşte bu kadar zorlu bir hayatın içinde, Elon Musk’ın yok olup gitmesini önleyen, ona başka dünyaların var olduğunu hatırlatan, ondaki potansiyelin ortaya çıkmasına sebep olan tek şey “kitaplar”. 

Yüzüklerin Efendisi Serisi – R.R. Tolkien

Otostopçunun Galaksi Rehberi – Douglas Adams 

Benjamin Franklin – Walter Isaacson

Structures: Or Why Things Don’t Fall Down – J.E. Gordon

Ignition: An Informal History of Liquid Rocket Propellants – John D. Clark 

Superintelligence: Paths, Dangers, Strategies – Nick Bostrom

Our Final Invention – James Barrat

Merchants of Doubt – Naomi Oreskes ve Erik M. Conway

The “Foundation” trilogy (Vakıf üçlemesi) – Isaac Asimov

The Moon Is a Harsh Mistress – Robert Heinlein

Life 3.0: Being Human in the Age of Artificial Intelligence – Max Tegmark