Behzat Hayri @dolbyromeo

Yatak sanrıları

Çocukluğumdan beri ki yaklaşık olarak 10 senedir düzenli olarak düşündüğüm tek bir konu var o da ölümdür. Bunu düşünmeye iten olayları net bir biçimde hatırlayamıyorum, babaannemin vefatı veya çocuk zorbalıkları belki de aile ortamım bilemiyorum, geldiğim coğrafya bile olabilir diye düşünüyorum. Coğrafyaya bağlı olarak büyürken dinlediğim hikayelerde terörizm maalesef ki ön saflarda bulunmakta ve bu bulunuş annem ve babamın ihmallerinden kaynaklaşmış da olabilir ama artık hiç de önemli bir şey değil bu. Zamanla ölüm fikrini sevmeye ve onunla bütünleşmiş eserleri okumaya sevmeye başlamıştım ve hala da zevk alıyorum, gerçekten keyifli bir şey. Kalıcı olmadığımı bilmek ki küçüklüğümden beri bunu bilmek dışarıdan biri için ağır veya yüzleşilmemesi gereken bir şeymiş gibi gelebilir ve pekala anlaşılabilir bir şeydir bu. Daha düşünmeyi bile bilmeyen bir çocuk ölüm kadar soyut bir kavramı nasıl anlayabilir. Bence anladığını düşünerek büyüdü ta ki ölümle yüzleşene kadar. Bir çok kaza atlattım, bazılarında ölümle dans bile ettim ve bir kaçında ölümü dansa ben kaldırdım.
Geçen haftalarda dayım vefat etti. Vefatında başrolü oynuyordu, bunu kıskandım açıkçası. Bu cesareti gösterebildiği için. Neden bunu yaptığını bilmiyorum, arkasında içindeki acıyı nasıl dindireceğini bilmeyen bir abla, ne hissettiğini bilmediğim bir eş ve 2 küçük kızını çaresizce bıraktı. Hayatını seviyor muydu ya da arzuları var mıydı asla bilemiyorum çünkü onunla hiç tanışmadım ve tanışsam bile iletişim kurabileceğimi sanmıyorum. Kanallarımız ne dayımla ne eşiyle ne de çocuklarıyla uyuşmamakta ve büyük ihtimalle bunları öğrenemeyeceğim. Dert değil bunlar. Bana dert olan ölümün bu kadar net ve gerçek olması. Asla geriye sarılamıyor oluşu, intihar etsem ve bu yolun ilerisinde neler olduğunu az çok bilebilsem, keşke. Belki o zaman bazı aksiyonları daha ciddi alırdım daha küçüklüğümden. Yaşadığım günleri ve yılları yaşamamış olmak ister miydim, biliyor musun bunu da bilemeyeceğim. Bilemeyeceğim olayların yükü, varlığımla beraber sürüklediğim prangadan başka bir şey değil.