Ben Aslında ...
1. Kişi: Neredesin be kardeşim
2.Kişi: Hem çağırıyorsun hem geç geliyorsun
1. Kişi: Hadi geç geç otur, ne söyleyeceksen söyle
3. Kişi: Yahu susun da söyleyeyim. Gerçi sussanız da nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama bakalım bu sefer başaracağım.
2. Kişi: He daha önce de denedin yani ve bizim haberimiz yok bundan
3.Kişi: Evet öyle bir şey işte ama pek önemli değil, artık karar verdim söyleyeceğim. Bakın dostlar bu söyleyeceklerim pek akla hayale sığacak şeyler değil ama siz bilirsiniz beni, ben pek yalan söylemem. Bu o pek yalan söylemediğim anlardan bir tanesi işte.
1.Kişi: Söylesene artık kardeşim ne caz yaptın be
3.Kişi: Tamam dur bak ne olur bölme. Önce yol yapmam lazım yoksa çat diye söyleyerek sizi de öldürmek istemem.
1.Kişi: Bizi de öldürmek istemezmiş. De nin yanlış yazıldığını gördüm de yanlış söylendiğini ilk kez duyuyorum.
3.Kişi: Hayır tam da söylemem gerektiği gibi söyledim.
Ben aslında ölüyüm kardeşlerim. Hem de uzunca bir zaman önce.
(Biraz sessizlik)
(3.Kişi devam eder)
tamda beklediğim sessizlik, korktuğum sessizlik. Ama ben yoruldum artık böyle yaşıyor gibi bir şey olmaktan. Benim perdem aralanmadı dostlar, hakikatten falan haberim yok, gitmek istiyorum artık.
1. Kişi: İntihardan bahsetmeyi bıraktığında anlamalıydık
3. Kişi: İnandınız mı bana?
1.Kişi: Senin pek yalan söylemediğin zamanlar daha kolay anlaşılıyor, ben inandım inanmasına ama şaşıramadım bir türlü, nasıl inandığıma bile şaşıramıyorum.
3. Kişi: ölsem rahatlarım diyordum, öldüm ama ancak itiraf ettiğimde rahatladım, şimdi bir kez daha ölmüş kadar oldum.
1. Kişi: nasıl oldu, neden hala buradasın
3.Kişi: Hani ben merkeze özel ders vermeye gidiyordum ya, dönerken bindiğim otobüste uyuya kaldım, uyandığımda evde odamdaydım. Sonra kalktım içeri geçtim bizimkiler çay içiyordu, bende kuruldum yanlarına doldurdum sıcak suyumu, sonra babam bir anda şaşırıverdi, bak bak bizim merkez arabası kaza yapmış hanım dedi, sonra bende şaşırdım. Binip uyuyakaldığım otobüs ben binip uyuyakaldığım zaman da kaza yapmıştı, ne hikmetse kimse ölmemiş, ben hariç. Sonra bir kez daha uyandım. Bu sefer uyuyakaldığım otobüste kendime bakıyordum. O zaman anladım öldüğümü. Ama bir türlü gidemedim öbür tarafa kaldım burada. Kimse görmüyor, kimsede duymuyordu, kendimi yokmuşum gibi hissettiğim zamanlar olmuştu ama bu sefer gerçekten yoktum. Vardım ama yoktum işte. Sonra eşyalara dokunabildiğimi fark ettim. Bir tane bende kalıyordu bir tane de yerde. Bende cebimden çıkarıp aldım telefonumu, telefon hem cebimde kaldı hem de elimde. Size o gün ölmedim ben diye yazdığımda yalan söylemiştim, ölmüştüm ama sonra siz mesajıma dönünce kendi yalanıma inandım. Ailem sizi tanımadığı için cenazemden de haberiniz yoktu. Ölümüm kötü haber değilse demek ki hiçbir yerde tez duyulmamış. Hatta sizinle aylarca takılınca anladım ki hiç duyulmamış. Zaten yok muşum yani. O biraz üzdü beni. Ben ölünce dünya aynı kalmaz zannediyordum, aynı kaldı. Dünya aynı kaldı, ben dünyada kaldım. Şimdi size bunu söyledim ya daha da gitmem artık.
1. Kişi: (yutkunarak) ee gitmek istiyorum diyordun.
3. Kişi: Evet istiyordum ama böyle konuşunca çokta istemiyormuşum gitmeyi, zaten nasıl gideceğimi de bilmiyorum.
2. Kişi: ölünce yaşamanın kıymetini anladın ya daha ne diyelim, Allah rahmet eylesin.
Geç gördüm kusura bakmayın. Tabi ki paylaşabilirsiniz. Yorumuz için çok çok teşekkür ediyorum beni çok mutlu ettiniz sağ olun var olun.
@RstemKesgin Yüreğine emeğine ruhuna sağlık beni düşündürdün saklı kelimelerimle beni buluşturdun. Yazını zaman tünelimde paylaşabilir miyim? Sana yorum yazarken yazının bendeki yansıması duruca bir deneme yazmaya başladım. Bitirince seninle paylaşırım. Beni Bana Bırakın! Başlangıcı: Öyle güzel ki beğenemiyorum öyle içindeyim ki çıkamıyorum. Yanımdaki meymenetsizlerle bir otobüsteydim içim uyuyordu içimden kıpırdamak bile gelmiyordu. Birden bir ses duydum. "Artık uyanma vakti, ne kadar kaçsan da dinlemelisin beni." Bu çağrıya kayıtsız kalamazdım.