Medya ve Uluslararası İlişkiler
Uluslararası ilişkileri anlamaya çalışırken analiz düzeylerinden başlayan yolculuğumuzda, devlet ve meşruluk kavramlarına değindikten sonra temel teorilerden realizm okuması yapmaya çalışmıştık. Bu hafta ise güç kavramını incelemeye çalışacağız. Normalde bu mantık sıralamasına göre Modelski’nin başat güç teorisi ile giriş yaparak genel tarihsel süreç içerisindeki güç değişimini incelemek daha tutarlı olacaktı ancak burada bir değişiklik yaparak güce farklı bir alandan yaklaşmaya çalışacağım: Medya
Medya Nedir? Neden Önemlidir?
Bir çok medya şirketi para kazanmadığı ve bu durum bilindiği halde bu işe giriliyor ve yatırım yapılıyor. Neden? Rasyonel bir iş adamı bunu yapmaz. Neden sorusunun yanıtı ise medya sektörünün stratejik bir sektör olmasında yatmaktadır. Medya üzerinden iktidarın kaynağı nedir sorusu araştırılıyor ve buna cevap üretiliyor.
Yönetme hakkı güç kullanma hakkıdır. Bunun meşru bir temele dayanması gerekmektedir. İlk zamanlar yönetme hakkı tanrı krallardaydı. Bu durum zamanla değişti ve günümüzde meşruiyet kaynağı halk oldu. Yönetim için insanların rızasının alınması gerekmektedir. Halka rağmen durumlar olduğu zaman bir gün gelir bunu yapanlar gönderilir. Bu durum yakın zamana kadar böyleydi ya da böyle olduğu düşünülmekteydi. Ancak sonradan demokrasiyle yönetilen ülkelerde öncelikle insanların rızasının alınması, aksi takdirde bu rızanın yaratılması gerekmektedir düşüncesi hakim olmaya başladı. İşte, medya da tam olarak burada devreye giriyor. Bu nedenle medya çok önemli. Yukarıdaki yönetici bir şey yapacak ya da bir politikayı devreye sokacaksa bunu insanlara duyurması gerekmektedir.
Kamu Diplomasi mi?
İkinci olarak kamu diplomasisi kavramı vardır. Medyanın burada da önemli bir yeri vardır. Örneğin bir ülke bir yere operasyon yapmak istiyorsa öncelikle bunu halk içinde medya aracılığıyla yayar. Karar alıcıların istediği yönde haber yaptırılır ve halk buna hazırlanır. Dolayısıyla burada bir algı manipülasyonu söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle her çıkar grubunun kendine ait medyası bulunmaktadır. %100 bağımsız denebilecek, kamuoyunu yönlendirme gücüne sahip bir medya kuruluşu yoktur desek çok da yanılmış sayılmayız. Çok sayıda medya grupları var ve herbiri karşı tarafı manipüle etmeye çalışmaktadır.
Herşeye rağmen kalemini satmayan, gerçekleri duyurmayı kendine namus meselesi haline getirmiş, kimisi artık yerin altında kimisi de hala yerin üstünde olan kahraman gazetecilerin varlığı da göz ardı edilmemelidir. Bu tarz gazetecileri tüm genellemelerden ayrı tutmak gerekmektedir.
Bu durum bazen bilinçli olarak yapılmaktadır. Örneğin bundan birkaç yıl önce Türkiye’nin PKK’yı vurduğu zamanlarda TSK medyayı bilinçli olarak yönlendirmiş. Ajanslarda F16’lar görüldü haberi çıktıktan sonra Irak söz konusu uçakların kendilerine ait olmadıklarını açıklamıştı. Bu durumda uçaklar Türkiye’ye aitti. Ancak aynı sıralarda TSK’dan yapılan açıklamada IŞİD hedeflerinin vurulduğu söyleniyordu. TSK asıl hedefi saptırdı diyebiliriz. O dönemde Türkiye aleyhine IŞİD propagandası yapıldığı için dışarıya karşı bu açıklama yapıldı. Böylelikle özellikle dış basında diğer ülkelere Türkiye ile IŞİD’i birlikte göstermek isteyen yayınlara karşı bir savunma yapılmış oldu. İlerleyen süreçte operasyonun genişleyip PKK’yı da içerdiği açıklandı. Bu durum da bir anlamda kamu diplomasisine girmektedir.
Medya’nın kelime anlamı: Vasıtalar
Media kelimesi bir yönden de ingilizce medium — vasıta — kelimesinin çoğulu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da bize medyanın bir başka fonksiyonunu daha göstermektedir.
Uluslararası ilişkilerin medyayı bazı durumlarda açıklama ve tehdit amacıyla kullandığı da olabilmektedir. Karşılıklı birebir toplantı ya da görüşmelerde söylenemeyen ya da söylenemeyecek şeyler medya üzerinden söylenebilmektedir. Irak ile olan Başika krizinde Abadi’nin açıklamalarını bu anlamda değerlendirebiliriz. Abadi, Türkiye büyükelçisine başka, medyaya başka şekilde konuşmuştu.
Medya bazen karşı tarafı test etmek için de kullanılır. Gazeteci olarak konuyu anlamaya çalışmak gerekmektedir. Bazen dünya görüşü üzerinden bir muhalefet geliştirilebilmektedir. Salt olarak iktidarı ya da bir grubu desteklemek için gerçeklerden kopmamak lazım. Medyada pek çok insan bugün dinlenmemektedir. Bu durumun ortaya çıkmaması için dikkatli hareket etmek ve rasyonel düşünceden kopmamak önemlidir.
Dış politika aracı olarak medya
Medya bezen dış politikada sınırlayıcı olabilmektedir. Bazı durumlarda işin gerçek yüzünü ortaya çıkarabilmektedir. İngiliz gazeteleri inanılmaz manipülasyon yapmaktadırlar. Bu nedenle konuyla ilgili birden fazla kaynağa bakmak gerekmektedir. Rus donanmasının hareketleri ya da Suriye için aynı anda Rus basınına, ABD basınına, İran basınına ve Türkiye basınına bakmak gerekmektedir. Bu harekete karşılık Suriye rejimi ne diyor ona da bakmak lazım. Tüm bunlara bakıldıktan sonra ortaya bir resim çıkmaktadır.
Medyanın günümüzde rolü nedir?
İlk olarak gündemi belirleme rolü vardır. Hükümet olarak medyada etkili olmanız gerekmektedir. Bunu da orada ya adamınızın olmasıyla ya da karşısında kendi medyanızın olmasıyla sağlayabilirsiniz.
İkinci olarak framing yani çerçeveyi belirlemek. Çok farklı bakış açıları olabilmektedir. Sosyal medyada Tatlıcı Ali ve zabıtacılar olayı vardı. Bu haberin verilişiyle beraber devamında İBB başkanı Kadir Topbaş adamı arayıp özür dilemişti. Dolayısıyla haberin verilişiyle kamuoyu yönlendirilmiş oldu. Haberlerde aynı olayda zabıtalar öne çıkarılıp “az kalsın ölüyordu ve çocukları vardı arkasında onlar kalacaktı…” şeklinde haberler yapılsaydı durum daha farklı olabilirdi.
Üçüncü olarak medya karar vericilere bilgi sağlamaktadır. Devlet olarak Suriye’ye, Şam’a gidemezsiniz ama bir gazeteci bunu yapabilir. Oraya gidip fotoğraf çekip oradaki devletin resmi olarak görüşmediği insanlarla ropörtaj yapabilir. Ancak gazeteci yine burada dikkatli davranmak durumundadır. Siyasiler kendi mesajını verip daha sonra sizin arkanızdan çekilebilir. Bunun için kendinize göre tedbirler almanız gerekebilir.
Dördüncü olarak medya devletlere ve karar vericilere politika belirleme konusunda çevre sağlamış oluyor. Neler olduğunu anlamak için medya çevresinden yardım alınabilir. Örneğin Avrupa mülteci konusunu 2015 yazına kadar çok anlamamıştı. Daha sonra ise Euronews Avrupa’da bu konuda yayınlar ve röportajlar yaparak mülteci konusunda politikacılar nezdinde bir bilinç oluşturulmasına katkıda bulunmuştu.
Beşinci olarak medya üzerinden rıza üretimi yapılabilir. Bu üretim pozitif de olabilir korku üzerinden de sağlanabilir. Örneğin terörle mücadele konusunda polis çevirmesinden hoşlanmayan insanlar, yeri geldiğinde “polis yok mu?” diye bir arayış içinde olabiliyorlar. İşte burada rıza üretimi oluyor.
Medya aynı zamanda uluslararası ilişkilerin genel gidişatıyla ilgili size durumu anlamanız için yardımcı olur. Bazı durumlarda da özellikle anlamamanız için yayın yapılır. Trump’ın başkan olarak seçildiği ABD seçimleri konusunda ABD medyasının hali bu duruma en iyi örnek olarak gösterilebilir.
Medya uluslararası ilişkilerdeki politikaları anlamak için de bir araç olarak kullanılabilir. Ülkelerin dış politika öncelikleri yayınlarda açıklanıyor. Bu iyi mi? Ruslar bunu yapmıyorlar. Onlara göre dış politika öncelikleri medya üzerinden anlatılmaz. Ancak burada şu yöntem de kullanılabilir. Medya üzerinden bir operasyon ya da bir hareket yapılacakmış gibi lanse edilip yapılmayabilir.
Çok doğru bir tespit aslında. Bu da medyanın karlı olmamasına rağmen neden yatırım aldığının bir özeti gibi.