Genel İş Yaşamı Ve Mobing
“Sessiz Çığlık: Mobbing’in Gölgesinde Bir İş Yaşamı”
Ofiste kahkaha sesleri yankılanırken, bazı sesler hep içe atılır. Mobbing, sadece bağırmak ya da azarlamak değildir; bazen yok saymak, bazen göz devirmek, bazen de işleri sabote etmektir. Psikolojik şiddet, fiziksel iz bırakmaz ama ruhu kemirir. İş arkadaşlarının arasında yalnız hissetmek, insanın en güçlü yerinden kırılmasına neden olur.
Birçok çalışan her sabah işe gitmeden önce derin bir nefes alıyor, çünkü ortam artık bir kariyer sahası değil, psikolojik savaş alanı gibi. Kimse fark etmese de o sessiz çığlıklar, mesai saatleri boyunca kulaklarda çınlıyor. Mobbing ile mücadele etmek yalnızca yasal değil, insani bir görevdir. Çünkü sessiz kalan her mobbing, bir sonrakine cesaret verir.
Mobbing, sessiz kalındıkça büyüyen görünmez bir yara gibidir. Ancak bu yarayı iyileştirmek mümkündür. En büyük adım, yaşananları fark etmek ve adını koymaktır. Kendine “Ben haksızlığa uğruyorum” diyebilmek; iyileşmenin ilk anahtarıdır. Unutma, seni susturmaya çalışan sistem, senin susmanla beslenir. Bu yüzden konuşmak, yazmak, paylaşmak ve en önemlisi şikâyet etmek birer direnç biçimidir.
Kurumsal sessizliği kırmanın yolu, bireysel cesaretle başlar. İnsan kaynaklarına, sendikalara, yasal mercilere başvurmak korkaklık değil; kendi onuruna sahip çıkmaktır. Aynı zamanda, bu süreci yaşayan başkalarıyla bağ kurmak da iyileştirici olabilir. Çünkü mobbing bireysel gibi görünse de, çözümü kolektiftir. Güç, birlikte yükselir.
Konu içeriği hakkında sizin önerileriniz neler? Bunun üzerine değerli yorumlarınızı bekleriz.Saygılarımla.
Henüz hiç yorum yapılmamış.