SayfaVeEkran @SayfaVeEkran

Ayak İşleri

 Bir ikili düşünün. Kişilikleri tamamen zıt ama aklınıza gelebilecek en saçma olayları halletmek için bu zıtlıklarla ilerlemek zorundalar. Altyapısında bu basit fikri bulunduran sonrasında da Caner Özyurtlu ve Volkan Öge’nin elinde fevkalade bir yapım haline gelen Ayak İşleri’ni incelemek istiyorum bu yazımda.


1661770004-gai-n-ayak-i-s-leri-c-ag-lar-c-orumlu-gu-ven-murat-akp-nar-ai-5-1661844996-310.jpg


 Ayak İşleri, isminin hakkını veren ve adını ilk duyduğunuzda aklınıza ne geliyorsa bunların aşağı yukarı ne tür işler olabileceğini gösteren bir dizi. Bu yüzden seçilen isim oldukça basit ve etkili dolayısıyla derdini %100 anlatıyor.


 Yukarıda değindiğim bu ‘’Ayak İşleri’’ ni yapan karakterlerimiz Vedat ve Evren. Vedat bu işlere yıllarını vermiş, soğukkanlı bir ‘’Abi’’ tiplemesi. Olaylara pek irdelemeden ve bir plan dahilinde değil de ‘’Başlayalım da gerisi gelir.’’ mantığıyla yaklaşan bir adam. Kendi deyimiyle ’’Evren’im bi sal ya.’’ mantığı. Evren ise karşısındaki kişiden tatmin edici cevaplar alana kadar her şeyi sorgulayan ve olayları akıl süzgecinden geçirip daha sonrasında aksiyona geçebilen biri. Felsefe okuyan, özgürlük, hak, hukuk, adalet vb. kavramlara oldukça önem veren biri. Bu özellikleriyle de dizi boyunca Vedat Abi’yi çokça yoran bir ortak.


 Karakterlere değinmişken tabii ki Çağlar Çorumlu (Vedat) ve Güven Murat Akpınar’a (Evren) değinmeden olmaz. Çünkü harikulade bir oyunculuk performansı var bu ikilinin. Çağlar Çorumlu’yu ilk Güldür Güldür Show yıllarında tanımış ve izlemiştim. Oradaki Şevket karakteriyle önce benim sonra da ülkemizdeki milyonların beğenisini toplamıştı. Bir de üstüne Vedat karakteriyle görünce ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu tamamen anladım ve hayran kaldım. Güven Murat Akpınar’ı ise İstanbullu Gelin’de görmüştüm. Ama izlememiştim diziyi. Kendisini ilk kez Ayak İşleri’nde izledim ve Evren’i daha iyi yansıtabilecek bir oyuncu var mı bilemiyorum. Röportajlarına baktığımda da aslında kendisinin Evren ile birçok yönden aynı olduğunu söylüyor. Hal böyle olunca da başarı kaçınılmaz oluyor.


 Başroller haricinde konuk oyuncular da muhteşemdi. Yansıttıkları yan karakterler de harikaydı ama benim favorim Evren ile diyalogları dolayısıyla Apartman Toplantısı bölümünden Lemi oldu.


 Dizinin barındırdığı pozitif şeylerden bir diğeri de senaryosu. Ustaca yazılmış diyaloglar, kaliteli mizah, yapılan bir şakanın bir başka bölümde hatırlatılıp bir çerçeveye oturtulması gibi etmenlerle senaryo oldukça yüksek seviyeye çıkmış. Senaryonun bu denli iyi olmasının belki de en temel sebebi çoğu bölümün izleyiciyi düşünmeye sevk etmesi.  Birçok bölümde gülerken düşündürmeyi başarıyor bu yapım. Gündelik yaşantımızda karşılaştığımız problemler, tartıştığımız konular, hayatımızda olan saçmalıklar gün yüzüne çıkartılıyor. Örneğin final bölümü Bitkiler’de seyirci olarak kendimize ‘’Hayat boş bir bekleme salonu mudur yoksa her anı dolu dolu geçirilmesi gereken bir zaman dilimi midir?’’ diye soruyoruz. Tabii bu dediklerim dizinin çoğunluğunu oluşturan kaliteli bölümlerde mevcut. Bu özellikleri barındırmayan bazı bölümler de yok değil. Dizinin senaristlerinden Caner Özyurtlu’nun  FluTV’de dediği gibi bu kötü denilebilecek bölümler sayesinde muhteşem bölümler ortaya çıkıyor bir yandan da.


 Öte yandan biraz sezonlara değinmek isterim. Komedi anlamında 1. sezon diğer iki sezona göre çok daha iyiydi. 2. ve 3. Sezonlar da komikti ama 1. sezon da bu komedi her bir bölüme yayılmıştı. Her bir sezondan birer bölüm seçme şansı verilse 1. sezondan Apartman Toplantısı, 2. sezondan Küller, 3. Sezondan final bölümü Bitkiler’i seçerdim kesinlikle. Bunların dışında yine Audition, Kaçış Sürücüsü, 8. Bölüm (1.sezon) ; Terminatör163, Sandalda (2.sezon) ; Celse, Gerçeklik, Kulis Listesi (3. Sezon) en aklımda kalanlardı. Ayrıca bölümlerin süresi de çok isabetli olmuş. En uzun bölüm 35 dakikaydı. Onun dışında ortalama 25-30 dakika uzunlukları var. Bu da içeriğin dolu olmasına ve anlatılmak istenenin net bir şekilde ifade edilmesine yol açmış. İlaveten çekim açıları ve müzik seçimleri de epey başarılıydı.


 Son olarak dizi süper bir bölümle (Bitkiler) 3. sezonda final yapınca içim burkuldu. Tadı damağımda kaldı. Devam edilse asla kötü hatırlanacak bir gidişat olmazdı ama tadında bırakma fikrine de saygı duyuyorum. Bazen bazı şeyleri zorlamamak ve en güzel haliyle hatırlamak en iyisi. Final olarak da tatmin ediciydi. Vedat Abi’nin hayatın değerini tam anlamıyla kavrayıp bu işlerden biraz uzaklaşmak istemesi çok anlaşılırdı. Evren biraz üzüldü gibi ama içten içe Vedat Abi’sini ne kadar sevdiğini biliyoruz.


 Bütün bunlara ek olarak bir şey daha söylemek isterim. ‘’Saksıya Dikkat Edin’’ bölümünde Evren’in Vedat’a öğrettiği bir kelime vardı. Papua Yeni Gine dilinde ‘’Awumbuk’’ kelimesi. Anlamı da eve gelen değerli misafir gittikten sonra insanın içinde oluşan boşluk hissiymiş. Galiba ben de Ayak İşleri bittikten sonra Awumbuk oldum.


 Uzun lafın kısası, hiç düşünmeden izleyin, izlettirin derim.


Görsel Kaynağı: https://www.yeniufuk.com.tr/ayak-isleri-3-sezon-icin-sete-girdi-52671-haber/

1

Henüz hiç yorum yapılmamış.

Yorum yazmak için giriş yapmanız gerekli